Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı. Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı. Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi. Onlarda benim öğrencilerim. Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti. Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi. Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu. Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti. Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede?, diye...
-Dersler bitti. Hepsini evlerine gönderdim!
DELİLER HASTANESİ VE TEMEL
Deliler hastanesinde doktorlar delileri test etmek için duvara bir kapı resmi çiziyor delilerin hepsini çağırıp diyor ki: bu kapıdan çıkan özgürdür herkes kapıya hücum ediyor. Hepsi yere düşüyor ve sadece Temel gitmemiş. Doktor oh be bir akıllı çıktı diyor. Temelin yanına gidip oğlum sen niye gitmedin diyor. Temel ise: o kapinun anahtari bağadu diyor.
ASIL GERÇEĞİ YARIN
Delinin biri bir gün akıl hastanesinden kaçmaya karar verir. Ancak öyle bir yere kaçmalıdır ki doktorlar onu asla bulamamalıdırlar. İki ay boyunca düşünür ve bir şey bulur. Evelsi gün ilk işi sabah erkenden kaçmak olur.
Gerçekten de doktorların hepsi bir olduğu halde bu deliyi bulamazlar. Tam ümitlerini kestikleri anda deli çıka gelir. Bütün doktorlar delinin geldiğine sevinirken, Doktorun biri merak eder ve sorar. hayrola sen kaçmamış mıydın bur dan niye geri geldin. Deli cevap verir:
-O provaydı. Asıl gerçeği yarın.
|