Kurban Bayramının birinci günü öğle namazına doğru adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye girerek sormuş:
- Aranızda Müslüman olan var mı?
Şaşkınlık ve korku içindeki cemaaten yaşlı bir adam ayağa kalkmış:
- Ben Müslümanım!..
- Gel benimle!..
Yaşlı adamla birlikte dışarı çıkan eli bıçaklı adam karşıdaki bir koçu göstererek rica etmiş:
- Amca be, şu koçu kurban edeceğim, ama tek başıma beceremiyorum. Bana yardım eder misin? Parası neyse veririm.
Yaşlı adam koçu usulüne uygun kesmiş, ama iş kurbanın derisini soymaya gelince, alnında biriken terleri silerek demiş ki:
- Yahu birader, ben yoruldum. Kurbanın derisini yüzmek için başka birini bul!..
- Tamam amca, yardımın için sağol!..
Yaşlı adamın eline biraz para vererek uğurlayan adam, elindeki kanlı bıçakla yine camiye girerek sormuş:
- Aranızda başka Müslüman var mı?
Eli bıçaklı adamın yaşlı adamı doğradığını sanan cemaat çok korkmuş ve herkes imama bakmaya başlamış. İmam bakmış ki; vaziyet kötü, hemen ayağa kalkarak sitem etmiş:
- Ulan iki rekat namaz kıldırdık diye Müslüman mı olduk?
BUYRUN CENAZE NAMAZINA
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
Sultan IV. Murad Han, koyduğu içki ve tütün yasağının uygulanıp uygulanmadığını bizzat kontrol etmek için geceleri tebdil-i kıyafetle dolaşır ve yasağa uymayanları şiddetle cezalandırırdı. Yine bir gece şehri dolaşırken kapıları kapalı bir kahvehaneden ışık sızdığını görüp oraya yaklaştı. Pencere deliğinden içeri baktığında birkaç kişinin içki ve tütün içtiklerini gördü. Yavaşça içeri girdi ve masanın birine ilişti. Kahveci, gelenin de tiryaki olduğunu zannederek yanına yaklaştı. Sultan Murad kahveciye:
-İçki içmenin yasak olduğunu bilmiyor musun?”dediğinde kahveci:
-Erenler, uzun etme hadi sen de çek,dedi.
Padişah sesini bira daha yükseltip:
-Padişahın emrine karşı gelmenin ne demek olduğunu bilmiyor musun? diye tekrar sorunca kahveci dayanamayıp:
-Beyzadem, adınızı bağışlar mısınız” dedi.
Padişah da:
-Murad, deyince, kahveci:
-Sultanlığı da var mı? diye sordu.
Padişah:
-Evet, deyince, kahveci yandaki masaya yatıp bağırdı:
-Öyleyse buyurun cenaze namazına!
SİSTEM
Askerliğini bahriyeli olarak yapıp tezkere alan Temel, kahvede askerlik anılarını anlatıyormuş:
- Ula uşaklar, bir gün atışlı tatbikat yapıyorduk, denizaltıdan torpili gönderip hedefi yok ettim da!..
Temel'i dikkatle dinleyen Dursun, merakla sormuş:
- Uy Temel, torpil atarken nasıl oluyor da denizaltının içine su kaçmıyor da?
Temel de bu soru üzerine başka bir soru sormuş:
- Ula Dursun, yaz gelince denize giriyorsun, suyun içinde yelleniyorsun, yellenirken kıçına su kaçıyor mu?
- Kaçmıyor!..
- Tamam işte uşağım; sistem aynı sistem!..
|