Amerikan Başkanı son çıkışıyla, Kudüs’ün İsrail’in (Yahudilerin) Başkenti olduğunu, bir kere daha bütün dünyaya ilan etti. Bizi en çok üzen ve şaşırtansa, Katar, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Müslüman ülkelerin, Yahudilerin tarafına geçip, bunu tasdik etmesi. Bu Araplar, Kıbrıs olayında da bizi arkadan vurmadılar mı? Yunan’dan taraf olmadılar mı?
Değerli okurlarım, Yakın geçmişte İsrail’i de, Filistin’i de, Kudüs’ü de gezip görmüş bir kişi olarak bu yazıyı yazıyorum.
Kudüs’ün gümrük kapısındaki İsrail görevlilerin, salt Türk olduğumuz için gümrükte bizi nasıl bekletip, sıcak havada isyan eder hale getirdiklerini de belki yazmışımdır.
O ziyarette amacımız, öncelikle Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı gezip görmekti. Gezdik gördük, ama İsrail askerlerinin gözetimi ve denetimi altında bunu yapabildik. Öteki ziyaret yerlerini de, bu şekilde bize gezdirdiler.
Üç dinin temsilcilerinin bulunduğu Kudüs’te, daha devlet olmadan Yahudilerin gözü vardı. Filistin halkının malı ve denetimi altındaki bu tarihi kutsal şehir, Filistinlilerin yaptıkları hatalar sonucu kurulan İsrail Devletini biraz daha kendine yaklaştırdı. Ta ki, Trump denilen bir Amerikan Başkanı son noktayı koyuncaya kadar.
KUDÜS ARTIK USRAİİL’İN
Müslümanların içindeki dağınıklık ve çok kere dindaşları yerine kefere denilen batı toplumuna yönelip, onlara destek olmaları Filistin’i bu günkü aciz ve çaresiz duruma getirdi.
Kuvvetli bir lobiye ve böylece maddi, manevi güce sahip olan Yahudilerin Amerika’daki çoğunluğu ve seçimlerdeki etkileri dolayısıyla, Amerikalı Başkanlar ve Başkan adayları, hep Yahudilerden yana oldular. Böylece, bir Yahudi devleti olan İsrail’i maddi manevi desteklediler.
Ortadoğu’yu, kendilerine adanmış topraklar olarak gören Yahudileri sürekli koruyan Amerika, korumanın devamı ve Ortadoğu hakimiyeti için Yahudilere destek olarak Kürtleri gördü. Bilindiği gibi, PKK ve kollarına da o sebeple sarıldı. Çok büyük ölçüde yardım yaptı ve yapmaya devam ediyor. İşte Amerika onunla da yetinmeyip, Kudus’ü de, babasının malı gibi İsrail’e veriyor ve Arapların da desteğiyle, Filistin’e bir darbe daha vuruyordu.
BU HAKSIZLIĞA VE ZULÜME TÜRKİYE NE DİYOR?
Sadece sözle ve yaptığı çeşitli açıklamalarla tepki veriyor, hepsi o kadar. Ama, dinleyen kim? Değerli okurlarım, önceki bir yazımda, “Kudüs, gitti gider.” demiştim ve Kudüs gitti.
Filistin Cumhurbaşkanı şimdi, “Filistin satılık değildir.” dese de, o topraklar zaten İsrail Devleti kurulmadan önce ve parça parça Yahudilere satılmıştı. Şimdi bizim topraklarımızı, yabancılara arsa ve mesken olarak sattığımız gibi.
Beni en çok üzen, Akdeniz’de Libya ile yaptığımız anlaşma ve Libya’ya asker gönderme konusunda, Filistin’in kimi öteki Arap devletleri gibi (Mesela kanka Katar gibi) bize karşı durup, aleyhimize tavır almasıdır. Tıpkı, daha önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan bütün Arap ülkeleri gibi. Eee…boşuna dememişler, “Besle kargayı, oysun gözünü” diye.
Uzun lafın kısası, çatlasanız da patlasanız da dedikleri gibi, Kudüs artık Yahudilerindir.