Güzel bir bahar gününün sabahında İETT şoförü garaja gider, otobüsünü çalıştırır ve yola çıkar.
Sorunsuz bir şekilde bir duraktan diğerine ilerler yolcularını alır, indirir. Derken; durağın birinde iriyarı, güçlü kuvvetli ve oldukça tehlikeli görünüşe sahip bir adam otobüse biner. Şoföre sert bir bakış fırlatır ve:
- "Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek arkadaki bir koltuğa geçer ve oturur.
Ertesi gün, ondan sonraki gün ve hergün aynı şey tekrar olur.
Karagümrüklü, aynı sözlerle ve aynı sert bakışlarla bilet atmadan koltuğa geçip oturur. Bu durum otobüs şoföründe kompleks yaratmaya başlar. Hat değiştirme dilekçesi de red edilince son çare olarak bir spor kulübüne gider ve kursa yazılır.
Her akşam devam ettiği kursta; Judo, karate, aikido ve benzeri tüm dövüş teknikleri konusunda ihtisas yapar.
Yazın sonlarına doğru, kendine güveni olan iyi bir dövüş ustası haline gelmiştir. Kursları bitirdiğinin ertesi günü tekrar otobüsüyle yola çıkar.
Uzaktan, Karagümrüklü'nün durakta beklediğini görür. Sinirini gizlemeye çalışırken, dişlerini gıcırdatarak otobüsün kapısını açar.
Karagümrüklü otobüse biner, şoföre sert bir bakış fırlatır ve,
- "Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek ilerleyecekken tam o sırada, sıkı bir kavgaya hazır olan şoför birden koluna yapışır,
- "Neden bilet atmıyor muşsun?.."
Şoföre şaşkınlıkla bakan adam şöyle der,
- "Karagümrüklü'nün mavi kartı var."
HANGİ SINIF ÖĞRENCİSİ
Üniversitenin birinde fakültenin açıldığı ilk gün, dekan sınıfları dolaşmaktadır.
Sınıfın birine girer ve "Günaydın arkadaşlar" der.
Sınıftaki öğrenciler hep birlikte: "Günaydın hocam!" deyince, dekan gülümser ve "Aaa! Siz birinci sınıfsınız," der.
Sonra öğrencilere şöyle bir açıklama yapar:
- "Bir hoca sınıfa girip "Günaydın!" dediğinde, eğer tüm öğrenciler: "Günaydın, hocam!" derse, birinci sınıftırlar;
Gazetelerini ortadan kaldırıp kitaplarını açarlarsa ikinci sınıftırlar;
Hocayı görmek için gazetelerinin yukarısından bakarlarsa üçüncü sınıftırlar;
Ayaklarını sıraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü sınıftırlar.
Hoca içeri girip "Günaydın!" dediğinde, bunu not alıyorlarsa master öğrencisidirler."
BOYA KOVASI
Adamın biri karayollarında işe girmiş. Kendisine karayollarında şeritleri boyama görevi vermişler.
Adam başlamış boyamaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri adamı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun, şimdi ne oldu?
- Ben yine iyi çalışıyorum, efendim.
- İyi ama evladım, dün 50 metre boyamışsın bugün ise sadece 10 metre boyamışsın.
- E... haliyle efendim. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya başladı.
Kaynak: A.Kerim Melleş
|