Tekin Sönmez

“FETÖ’cü Hüseyin”, Neden Hala Dışarıda?

Yayınlama: 8 Mayıs 2019 Çarşamba 16:18 Okunma: 3069

“FETÖ’cü Hüseyin”, Neden Hala Dışarıda?.      İhanet içeren başarısız darbeden beri, gidişatı dikkatle izliyorum. Muhalefet ve tarafsız vatandaşlar, “FETÖ’nün siyasi ayağı nerede?” diye soruyorlar. Eski Eğitim Bakanı olan Hüseyin Çelik, FETÖ’nün önde giden siyasi ayağı olduğu halde onu araştıran, onu soruşturan, onu yargılayan ve onu tutuklayan yok! Adalet bu mudur?

Değerli okurlarım; Yaşayan herkesin çok iyi hatırlayacağı üzere, 2016 yılının Temmuz ayında bir Cemaatin azmettirmesi ile ülkemizde bir askeri kalkışma oldu. Başarısız olan bu kalkışmanın önderinin, Amerika’da yaşayan Cemaatin liderinin Fethullah Gülen olduğu açıklandı.

Bu cemaat liderinin saygın bir kişi kimliği ile devletin yönetimine girdiği, topladığı ve eğittiği kişilerle devletin her katına sirayet edip, zorla da olsa ülkenin yönetimine sahip olabilme noktasına geldiği anlaşıldı.

Sonradan adına FETÖ, başlangıçta kendisine de “Hoca efendi” denilerek üstün saygı gösterilen bu kişi, adliyede, mülkiyede ve askeriyede, daha doğrusu devletin bütün katmanlarında örgütlenirken, eğitimde de siyasi ve ticari bir ortam yaratmış, açtığı okul ve dershanelerle, örgütüne büyük maddi destek sağlamıştı.

HÜSEYİN ÇELİK, EĞİTİMDE MAŞASI

Gülen, kendisine yakın kişileri yönetimin güçlü ve uç noktalarına getirirken, eğitimde kendisine en yakın olarak Hüseyin Çelik adlı kişiyi bulmuş, onu eğitimin başına getirterek Milli Eğitim Bakanı yaptırmıştı.

Van 100.Yıl Üniversitesinde Edebiyat Öğretim görevlisi olan Çelik, Said-i Nursi’ye özenip Nur tarikatının tanınan müritlerindendi. Ağzı laf yapıyor ve çevresine etkili olabiliyordu. O nedenle, FETÖ’nün tercihi olmuştu.

İlk kurulan AKP hükümetinde Kültür Bakanı yapılan ve FETÖ örgütüne devlet katında büyük faydası görülen Çelik, daha sonra FETÖ’nün isteği üzerine Milli Eğitim Bakanı yapılıyordu.

İşte bu sırada, zaten var olup ancak sayıları az olan FETÖ Dershane ve Okullarının sayıları artırılıyor. O kadar ki, okullar yalnız Türkiye’de değil, yurt dışında da hızla açılıyor ve sayıları çoğaltılıyordu.

Türk kültürünü dışarıda tanıtmak amaçlı(!) olarak açıldığı söylenen, ancak tamamen güç ve kazanç amaçlı açılan bu okullara yalnız Hüseyin Çelik’ten değil, devletin öteki yetkililerinden de büyük destek geliyordu. O kadar ki, Türk dilini yaymak amaçlı yaptıkları ve adına Olimpiyat dedikleri gösteriler, Türkiye’de de büyük ilgi ve destekle izletiliyor. Bütün bunların bir numaralı destekçisi ve koordinatörü, işte bu Hüseyin Çelik oluyordu.

MİLLİ EĞİTİM’DE YOLSUZLUKLAR

Hüseyin Çelik’in Eğitim Bakanlığı yaptığı dönemde, Bakanlığın faaliyetleri sırasında önemli yolsuzlukların olduğu ve bu yolsuz işlerin Hüseyin Çelik’in himayesinde yapıldığı medya organlarında yazılmış ve anlatılmıştı.

Bunun en başta geleni, kitap basımı-yayını ve dağıtımında yapılan  yolsuzluklardı. Hükümet, ilk etapta İlkokul öğrencilerine bedava kitap vermeyi planlamış, Hüseyin Çelik’i de Bakan olarak bunu gerçekleştirmeye memur etmişti.

Kitap basım, yayın ve dağıtımcıları ile anlaşan Çelik’in denetimsiz yaptığı bu işte, devletin zararına olabilecek kimi yolsuz durumlara göz yumduğu ve kitapçılarla anlaştığı söylenmişti.

Ne yaparsa yapsın, FETÖ’nün korumasındaki Çelik’e kimse hesap soramıyor ve yolsuzluk var mı, yok mu diye araştıramıyordu.

Uzunca bir süre bu görevi yapan Hüseyin Çelik’in FETÖ’nün FEM ve GÜVEN adını verdiği dershaneler ve yurt içinde ve de dışında açtığı okullarla, maddi yönden çok güçlendiği anlaşılmıştı.

ORTAKLIK BOZULUYOR

Devletten yana değil de, FETÖ’den yana çalışan ve FETÖ’nün bir numaralı destekçisi olan Hüseyin Çelik’in FETÖ’nün adamı ve piyonu olduğu anlaşılınca Bakanlığı bitirilmiş, ancak onun örgüte olan desteği bitmemişti.

Darbe teşebbüsünün ardından FETÖ destekçileri bir bir ortaya çıkarılıp tutuklanırken, Hüseyin Çelik göğsünü gere gere dolaşıyor, kimse ona bir sual soramıyordu.

FETÖ’cüler tutuklanıp ceza almaya başlayınca da, FETÖ’nün inine kadar girenler, bu örgütün siyasi ayağını bir türlü söylemiyorlardı.

Muhalefetin, basının ve halkın bastırması da işe yaramıyor, bütün çabalara rağmen siyasi ayak ortaya çıkarılamıyordu.

Oysa, siyasi ayak belliydi. Fetullah Gülen’in ayağına gidip el etek öpenler ve onunla resim çektirenler ortaydı, ama onlara soru soran yoktu.

İşte onlardan biri ve birincisi de, bu Hüseyin Çelik’ti. Hüseyin Çelik, FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı olmasına rağmen, ondan bahseden yoktu.

Ne var ki, vatandaş artık Hüseyin Çelik’in sağlam, güvenilir ve önemli bir FETÖ’cü olduğunu anlamış olmakla, devleti yönetenlerin de bunu artık anlaması gerekiyor.

Kamu vicdanının rahatlaması ve FETÖ ile dürüst ve tarafsız bir mücadele edildiğini göstermek için, devleti yönetenlerin ve yargının, Hüseyin Çelik’ten de hesap sorması bekleniyor.

Bu yapılmamış olmakla, geç kalınmış değil. Biz, yine de sormalıyız. Ey adalet! neredesin?