|
|||
Gıd Gıd’la Gelen Fırt Fırt’la Gider | |||
Tekin Sönmez | |||
Değerli okurlarım bugün siz değerli hikaye severlere, çocukluğumuzda büyüklerimizin anlattığı güzel, komik, eğlenceli ve ibretlik hikayelerinden biri olan Gıd Gıd’la Gelen Fırt Fırt’la Gider i paylaşmak istiyorum. Umarım hoşunuza gider. Dervişin biri sürekli hocasının yanına gelip ; -Evladım böylesi senin için daha iyidir. Dermiş. -Peki evladım madem bu kadar ısrar ediyorsun o zaman tüm ahaliyi yarın buraya “hocam davet verecek” diye çağır bu isteğini yerine getireyim. Diye söylemiş. Bunun üzerine bizim derviş o beldede bulunan ulaşabildiği tüm insanları çağırmış. Tabi bedava ziyafeti duyan herkes ertesi gün akın akın gelmeye başlamış. Bütün ahali hocanın karşısında toplandıktan sonra, hocası bizim dervişi çağırmış; -Evladım şimdi beni iyi dinle. Kümesten bir tavuk al burada kes daha sonra hiçbir kemiğini kırmadan ve de çıkarmadan onu pişir bana getir demiş. Bunun üzerine bizim derviş hocasının isteğini hızlı bir şekilde aynen yerine getirmiş ve tavuğu bir tepsi içerisinde hocasının önüne koymuş. Hocası tüm ahalinin gözü önünde bizim dervişin pişirdiği tavuğu hiçbir kemiğini atmadan ve de kırmadan itinayla bir güzel yemiş yerken de ahaliden sesler gelmeye başlamış. -Bizi buraya ziyafet var diye çağırdı şimdi de gözümüzün önünde oturdu tüm tavuğu kendi yiyor bu ne biçim hoca. Derken bu sırada tavuğu bitiren bizim dervişin hocası tavuğun kemiklerini güzelce bir araya getirmiş ve ellerini açmış dua etmeye başlamış. Duasını bitirir bitirmez yediği tavuk birden canlanmış ve Gıd Gıd Gıd diyerek ortada gezmeye başlamış bunu gören şaşkın ahali; -Bu bir mucize, Bu bir evliya, Bu gerçek bir Allah dostu… Diye bizim dervişin hocasının eteklerine yapışmışlar. Tabi hocanın bu kerameti dilden dile yayılmış duyan herkes hocanın talebesi olmaya başlamış bir süre sonra hocanın talebeleri o kadar çoğalmış ki her gelen yiyor içiyor hocanın duasını alıp gidiyor tabi bu bizim dervişin yükünü öyle ağırlaştırmış ki, önceden sadece hocasının işlerini yaparken artık tüm ahaliye hizmet etmeye, onların ihtiyaçlarını gidermeye başlamış. Ahalinin hizmetinden kendi işini bile yapamaz hale gelmiş. Bu durumdan rahatsız olan bizim derviş hocasının yanına gelmiş ve durumu anlatmış dervişin şikayetleri üzerine hocası; -Hiç kimse yokken ben sana hep senin için böylesi daha iyidir evladım demez miydim ? Diye sormuş tabi mahçup olan bizim dervişten ses seda çıkmamış alacağı dersi aldığını gören hocası; -Peki evladım seni bu dertten kurtaracağım şimdi dediklerimi iyi dinle, gece kimseye bir şey söylemeden ve de görünmeden bir kuzu kes ve bağırsaklarını bana getir daha sonra sende git yat sabahleyin tüm talebelere de haber sal cuma namazında mutlaka burada olsunlar. Diye söylemiş. Tabi hocasının sözünden hiç çıkmayan bizim derviş gece kuzuyu kimse görmeden kesmiş ve hocasının dediklerini harfiyen yerine getirmiş. Namazdan önce hoca kimse yokken kuzunun bağırsaklarını almış beline dolamış üzerinden cübbesini giymiş, camiye girmiş. Bağırsakların kokusunu duyan ahalinin bir kısmı; -Öff bu nasıl bir kokudur. Böyle birinin arkasında ben namaz kılmam diyerek camiden çıkmış. Hoca kalan cemaate başlamış namazı kıldırmaya. Hocanın her eğilip kalkmasında beline sardığı bağırsaklardan Fırt Fırt Fırt diye sesler gelmeye başlamış. Arkasında bu sesi duyan cemaat hocanın gaz çıkardığını düşünerek; -Bu hoca iyice kafayı yedi. Böyle namaz mı olur? Böyle namaz mı kıldırılır? Diyerek teker teker çıkmışlar camiden. Namaz bittiğinde hoca arkasına dönmüş ve sadece bizim dervişin orada olduğunu görmüş. Bizim derviş dayanamamış ve hocasına sormuş; -Hocam bu nasıl iştir. Neden gitti bu insanlar? Diye. |
|||
Etiketler: Gıd, Gıd’la, Gelen, Fırt, Fırt’la, Gider, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.