Değerli okurlarım siz kurdun hikayesini bilir misiniz? Kurt kendi işini kendi görer bu sebepten boynu kalın olan kurdun hikayesini.. Bilmeyenler olabilir diye düşündüm. Ben de bu hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum;
Kurdun hikayesi şöyle:
"Bizim kurt her zaman olduğu gibi o gün de düşmüş yollara kendine yiyecek bir şeyler aramaktadır. Dağ, tepe dolaşır ve ayakları onu bir çiftliğin kenarına kadar getirir. Çitlerin içerisinde gezinen besili bir köpek dikkatini çeker. Bu kadar dar bir alanda yaşamak zorunda olup da bu kadar besili olmasına şaşırır. Yakın ırk olmaları itibariyle biraz da imrenerek sorar; ‘’Köpek kardeş sen nasıl bu kadar besilisin de ben bu kadar zayıf’’. Köpek biraz da övünerek ‘’Ben insan oğluna itaat eder, onun söylediklerini yaparım oda bana yemek verir.’’ der. Köpek övünürken boynundaki izler kurdun dikkatini çeker. ‘’Köpek kardeş bu boynunun hali nedir böyle? boynun incecik, tüy kalmamış’’ Köpek; ‘’Ben günün büyük bölümünü zincire bağlı geçiririm ve buda tasmanın izidir’’ der. Kurt anlar ki bu bedel karın tokluğu için ağır bir bedeldir. Eyvallah der, tam yola koyuluyorken Köpek ardından bağırır ‘’Kurt kardeş nereye..’’ Kurt cevap verir ‘’Benim boynum neden kalın biliyor musun, Kendi işimi kendim hallederim de ondan’’ der.."
Rize’de Meydana Gelen Fıkra Gibi Olay
Rize’de meydana gelen fıkra gibi yaşanmış bir olayın bizlere anlatımı. Olay gerçek olmuş ve işçi savunmasını hastanede yazarak patrona göndermiştir.
Rize’de meydana gelen olayda kaza geçiren bir işçi, olayı ayrıntılarıyla anlatmak için şantiye şefine bir mektup yazmış ki, evlere şenlik. İtiraf etmek gerekirse, klasik Karadeniz fıkralarından biri sandım ama değilmiş. Bire bir gerçek bir hikaye… “Sayın şantiye şefim, iş kazası tutanağında planlama hatası diye yazmıştım.
Ayrıntılı Olarak Durumu Anlatıyorum
Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı bilgi istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıdaki gibi olmuştur:
Bildiğiniz gibi ben duvar ustasıyım. İnşaatın 6. katında işimi bitirdiğimde, biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg olduğunu sandığım bu tuğlaları aşağıya indirmem gerekiyordu. Bunun için bir varil buldum.
Sağlam Bir İple İyice Bağladım
Ona sağlam bir ip bağladım. 6. kata çıkıp, ipi bir çıkrıktan geçirerek, ucunu aşağıya saldım. Tekrar aşağıya inip, ipi çekerek varili 6. kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp, tekrar yukarı çıktım. Tüm tuğlaları varile doldurup aşağı indim. Tam ipin ucunu çektim ki, kendimi havalarda buldum. Ben yaklaşık 70 kiloyum.
250 kiloluk varil aşağı düşerken, beni yukarı çekti. Heyecandan ipi bırakmayı akıl edemedim. Yolun yarısında dolu varille çarpıştık. Sanıyorum sağ iki kaburgam bu sırada kırıldı. Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple birlikte çıkrığa sıkıştı.
Parmaklarıda Orada Kırmışım
Böylece parmaklarım da kırılmış oldu. O sırada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa dağıldı.
Varil hafifleyince, bu kez ben aşağı inmeye, varil yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı.
Can havliyle ipi bırakmayı akıl ettim ve tabii yaklaşık 3 kat yükseklikten aşağıya doğru düştüm. Sol kaburgalarım, sol el bileğim de o zaman kırıldı sanırım. Başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin hızla üzerime doğru geldiğini gördüm. Kafatasımın da böylece çatladığını düşünüyorum. Bu sırada bayılmışım.
Hastanede Gözümü Açtım
Gözümü hastanede açtım. Sanki Koli içinde götürülmüştüm gibi. Allah’ın, herkesi böyle görünmez kazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizden öperim.
|