Dört deli bir gün kaçma planları yaparlar ve birbirlerinin fikirlerini dinlerler delilerden biri: - Helikopterle kaçalım, der.
Hepsi birden hoplar: - Olmaz salak helikopteri nereden bulacağız?
İkinci deli: - Gardiyanı öldürelim, der.
Yine digerleri: - Olmaz gardiyana yanaşamıyoruz bile, derler.
Üçüncü deli: - Duvarı deleriz, der.
Ona da olmaz derler ve dördüncü deli: - Ben buldum, der.
Hepsi merakla bekler acaba fikri nedir? - Kapı deliğinden kaçacağız, der.
Hepsi gece olmasını bekler. Gece olduğunda birinci deli koşarak kapıya tak diye kendini vurur pat diye düşer. İkinci deli aynen üçüncü derken fikri verene gelir sıra. Önce gider kapının deliğinden şöyle bir bakar ve sonra arkadaslarına döner ve şöyle der:
- Arkadaşlar kaçamayız; çünkü gardiyan anahtarı kapının üstünde unutmuş!...
HEM SARHOŞ HEM DELİi
İkı deli anlaşmışlar, bir akşam barda kafa çekmeye. O gün bir bara gidip saatlerce içmişler, tesadüf ya yan masada bir kavga başlamış. İki deli de alkolün etkisiyle kendilerini kavganın ortasında bulmuşlar. Biraz sonra gelen polisler tekme tokat kavga edenleri dışarı çıkarmış. Bizimkilerden biri polisten yediği tekmeden dolayı devamlı topallıyormuş, arkadaşına:
- Yav donumu indirivereyim de şurama bir bak, çok acıyor ne olmuş? Donunu indirir p...posunu arkadaşına gösterir. P...posuna bakan arkadaşı:
- Abovv len... Polis öyle sert vurmuş ki; p...pon yukarıdan aşağıya ortadan ikiye ayrılmış!...
DELİ DOKTOR
Bir psikiyatr; delilerin, dışardan, deli gibi görünüp görünmedikleri hakkında bir araştırma yapıyormuş. Yoldan geçen birine sormuş:
- Ben deli miyim? - Evet! - Bu kanıya nasıl vardınız? - Aklı başında adam; yoldan geçenlere, ben deli miyim diye sorar mı?
AKILLILIK TESTİ
Bir gün doktorlar delilerin akıllanıp akıllanmadığını kontrol etmek için bir test uygulamaya karar verirler. Boş bir havuzun etrafına delileri toplayan doktorlardan biri: "Evet, şimdi eğlence zamanı..." der, "Atlayın bakalım havuza!". Delilerden biri: - Ya deli misin nesin? Boş havuza niye atlayalım?... Kaynak: Sihirli hikayeler.com Kalın sağlıcakla.
KUYRUĞU KOLAY YERDE
Hikâye bu ya, Nasreddin Hocamız eşeğini satmak için pazara götürürken, bakmış ki eşeğin kuyruğu pislik ve çamur içinde. Yıkasa su yok, su bulsa kuyruk temizlenecek gibi değil. Bu hâliyle eşeği nasıl satsın. En iyisi kuyruğun kirli yerini kesmek! Hoca da öyle yapmış. Kuyruğu kestiği gibi heybeye yerleştirmiş. Neyse, uzatmayalım; eşeğe bir alıcı çıkmış. Beğenmiş de Karakaçan’ı. Ancak kuyruksuz olduğunu görünce pazarlığı yarıda bırakmaya niyetlenmiş. Durumu fark eden Hoca: – Pazarlığı bozma demiş, eksiği kuyruk olsun, o kolay yerde! |