Bir lise öğretmeni derste öğrencilerine şöyle der:
“Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz! ”
Ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.
Öğretmen: “şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun!”
Bazı öğrenciler torbalarına üçer beşer tane patates koyarken, bazılarını torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.
Öğretmen: “Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okulda hep yanınızda olacaklar.”
Aradan bir hafta geçer. Hocaları sınıfa girer girmez, öğrenciler şikâyete başlarlar:
“Hocam, bu ağır torbayı her yere taşımak çok zor. Hocam, patatesler kokmaya başladı. İnsanlar tuhaf bakıyorlar, hem sıkıldık hem yorulduk….”
Öğretmen: “Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyoruz. Affetmeyi karşımızdakine bir iyilik olarak düşünüyoruz. Aslında affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.”
SORATES VE FİLTRE
Bir gün bir adam Sokrates’e: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” der.
Sokrates: “Bir dakika bekle” diye cevap verir ve davam eder “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor”.
Adam merakla: “Üçlü Filtre?” diye sorar. “Doğru” diye devam eder Sokrates. “Benimle arkadaşın hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek iyi bir fikir olabilir. Buna üçlü filtre dememin sebebi.
Birinci filtre: “Gerçek filtresi.” Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam olarak gerçek olduğundan emin misin?” Adam: “Hayır, aslında bunu sadece duydum.” “Tamam” der ve “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun…
Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, yani “İyilik filtresini.” Arkadaşın hakkında bana söylemek istediğin şey iyi bir şey mi?” diye sorar Sokrates. Adam Sokrates’e: “Hayır, tam tersi” diye cevap verir. Sokrates: “Öyleyse onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğunda emin değilsin.
Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.
“İşe yararlılık filtresi”; bana arkadaşın hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?” diye sorar. Adam şaşırarak: “Hayır! Gerçekten değil!” “İyi” diye tamamlar.
Sokrates: “Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse ve işe yarar değilse, bana niye söyleyesin ki!” der.
KIRACANSIN DEMEMİŞ MİYDİM?
Epiktetos’un efendisi çok kaba birisidir. Bir gün Epiktetos’un bacağı ile oynamaya onu kıvırmaya bükmeye başlar.
Epiktetos “Bacağımı böyle çevirmeye devam edersen kırılacak.” demiş. Adam Epiktetos’un bacağını bükmeye kıvırmaya devam eder. Epiktetos yine, “ Kıracaksın” der.
Ancak adam yine dinlemez ve devam eder. Daha sonra Epiktetos’un bacağı çat… diye kırılır.
Sonra Epiktetos acısına aldırmadan şöyle der: “Sana kıracaksın dememiş miydim?”
|