Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmiş.
Her iki takım da performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık devresinden geçmiş. Büyük gün geldiğinde iki taraf da kendisini hazır hissediyormuş.

Sonuç: Japonlar yarışı 1 km. farkla kazanmışlar.
Yarıştan sonra Türk takımı çok şaşırmış. Türk şirketi yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar vermiş.
Sorunu araştırarak, çözüm yolları önermesi için Mc Kinsey ve Arthur Anderson ve bir dizi diğer yabancı danışmanlık şirketiyle anlaşmış.

1 Yıl süren ve milyonlarca dolara mal olan çalışmalar analizler,araştırmalar sonucu hata bulunmuş:
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyormuş.......Türk şirketinde ise 1 kişi kürek çekiyor , 8 kişi dümeni kullanıyormuş.
Yabancı şirketlerin önerisi su olmuş: Yeniden yapılanmalı.
Türk takımı yeniden bir yarış yapıp yarışı kazanmak için YENİDEN YAPILANMAYA gitmiş.
4 Dümen Müdürü
3 Bölgesel Dümen Müdürü
1 Dümen Yöneticisi (kürek çekmekler görevli kişinin performansından sorumlu)
1 Kürekçi.

İkinci yarış yapılmış ve Japonlar 2 km farkla kazanmışlar. Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçmiş:
Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçiyi kovmuş ve müdürlere sorunun çözümüne olan katkılarından ötürü ikramiye vermiş.

FİL'İN HİKAYESİ

Çok eskilerde harika bir ülkeye sahip olan çok ğüçlü bir kral varmış. Kral yurdun çoğu yerine kendi zevkine uygun hayvancılık ve bağ bahçe gibi bır çok şeyden mutlu olduğu her şeyle ilgileniyormuş.   Fakat öyle bir fil sevgisi varmış ki  köyün her bir yerine 500 tane  fil getirmiş tabi bağ bahçe işleri çoluk çocuk derken köylüler isyan etmeye başlamış. Köylülerin her gün hayatı cehenneme dönüşüyormuş, düşünmüşler taşınmışlar bu işten nasıl kurtuluruz diye çare aramışlar  derken akıllarına Nasrettin Hoca gelmiş. Nasrettin Hoca kralın en sevdiği kişiymiş.  Nasrettin Hoca ne istese kral hemen yaparmış köylüler toplanarak Nasrettin Hocaya gitmişler hoca hayır ola demiş köylülerden biri hocam biz maaf olduk  ocağımız söndü huzurumuz yok. Kral köye filleri getirdiğinden  beri huzur kalmadı çok yoruluyoruz. Sabahlara kadar uyumuyoruz.  Bize ancak sen yardım edersin hep birlikte krala gidip konuşsak seni sever kırmaz  diye feryat etti. Hoca düşündü taşındı köylüyü arkasına alarak kralın yanına doğru gitmeye başladılar. Hoca önden gidiyor köylüler arkasında kralın kapısında kendini bulur. Hoca kapıda bir muhafız buyur der koca kralı görecem der, Nasrettin Hoca geldi de ve hoca krala doğru yürümeye başlar ve kralın yanına gelir kral hoş geldin hocam sefa getirdin dile benden ne dilersen senin için yapmayacak hiçbir şeyim olmayacanı düşünme emret der hoş buldum ben aciz bir kulunum ben kendim için hiçbir şey istemem. Kral bilmez miyim der söyle hoca utana sıkıla köylüler der kral ne olmuş köylülere hoca usulca arkasına doğru kafasının çevirir önüne bakar bidaha çevirir bi bakar ki kimse yok,  döner krala derki; bizim köylüler sizin filleri çok sevmiş 500 tane daha istiyorlar,