ads
DOLAR 38.83 ₺
EURO 43.72 ₺
STERLIN 51.98 ₺
G.ALTIN 4,011.70 ₺
Ç.ALTIN 6,752.87 ₺
BİLEZİK 3,766.74 ₺
BTC 106,198.73 $
ETH 2,540.18 $
BİST 9,668.36
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Zehir Zıkkım Olsun!

Yayınlama: 10 Haziran 2019 Pazartesi 18:38 Okunma: 2339

Türkiye’yi soymak için iktidar gücünün köküne kadar kullanıldığını ve Türkiye’nin böylece soyulduğunu, yapılan tayinlerde hısım, akraba, dost, yandaş ve yalakaların bilhassa kayırıldığını,  Kur’an-ı Kerim’de yüce Yaradan’ın “İşi ehline verin” buyruğuna karşın, bunun hep tersinin yapıldığını, bütün bunların yanında suçüstü yapılan hırsızlıkların örtüldüğünü ve soyulan ülkemizin tam anlamıyla batmakta olduğunu, bu millet acaba ne zaman anlayacak?

   Değerli okurlarım; Bu köşeyi izleyenler hatırlayacaklardır. Bu memleketin son 17 seneden beri nasıl soyulduğunu, devlette görev almak için liyakat yerine yandaş, yalaka ve hısım-akraba olmanın gerekli olduğunu, devletin malının ve parasının böylece nasıl savrulduğunu ve daha nice haksızlıkları ve de yolsuzlukları unutmayacaklardır.

      Yüce Yaradan, Kur’an-ı Kerim’de açıkça “İşi ehline verin.”  Yani, “Bilene ve hak edene” demesine rağmen, iktidar yetkilileri bunun tam tersini yapmakta, ehliyet ve liyakat yerine, öncelikle hısım-akraba ve yandaşı kayırmaktadır.

                                       BİLİNEN EN AÇIK ÖRNEK

      Hatırlayınız. Merve Kavakçı adında bir bayan vardı. Necmettin Erbakan’ın liderlik yaptığı partiden Milletvekili seçilmişti. Yemin töreni için TBMM’e türban takarak gelmiş ve bunu inadına yapmış ya da kendisine yaptırılmıştı.

     Yüce Meclis, böyle bir duruma ilk defa tanık oluyordu. Bülent Ecevit, bu duruma tepki gösterdi ve bu bayanın Meclis dışına çıkarılmasını istedi, öyle yaptılar. Ancak, bu durum aynı düşüncede olanlarda bir tepki oluşturdu. Hatta, bu durumu bir öç alma sebebi bile yaptılar.

     Bu bayanın daha sonra Amerikan vatandaşı olduğu ve Amerika’nın çıkarları için yemin ettiği de anlaşılınca, Türk vatandaşlığından çıkarıldı ve o da ortadan kayboldu.

                             TEKRAR  İKİNCİ VATANI AMERİKA’YA

     Merve Kavakçı, tekrar Amerika’ya döndü. Orada evlendi, ayrıldı, çocuk sahibi oldu. Ancak, kendisi hiç unutulmadı. Üstelik, onu unutmayanlar, onu bir kahraman gibi gördüler, gösterdiler.

      Bu iktidarla birlikte bu bayanın yükselişi başladı. Hem de aile boyu.

     İlk olarak kendisini Malezya Büyükelçisi yaptılar. Herkes onun bir diplomat olduğunu sandı, ama yanıldılar. O bir diplomat değil, iktidarın zihniyetine yandaş, onlara göre başörtüsü mağduru bir kahramandı ve bilgi görgü alanı olmayan bir işe memur edilmişti, hem de yüksek maaşlarla.

     Bu kere Merve Kavakçı’nın ailesine sıra geldi ve aile boylu kayırmacılık başladı. Çünkü, devletin makamı ve parası çok olduğu için, bu aileye dağıtmaya başladılar.

                                            YAĞMA KADROLAR  ŞÖYLE

     Merve Kavakçı Büyükelçi, Kardeşi Mariam Kavakçı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Gülham Kavakçı da Cumhurbaşkanı Danışmanı, Ravza Kan Kavakçı AKP Milletvekili, Erva Kan Kavakçı Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Proje Direktörü,  Ravzça Kavakçı’nın eşi olan Osman Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü, Kardeş Elif Kavakçı ise  Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan’a  moda tasarımcısı yapıldı.

     Kavakçılar, adeta yüksek bir kavak ağacının ta tepesine kadar tırmanmışlardı.

     Mutlaka bunun da devamı vardır, ancak bu kadarının bilinmesi yeterlidir.

     Değerli okurlarım, bu durum sadece küçük bir örnektir. Başka örnekleri burada yazıp sıralamak bu sütunlara değil, gazete sayfalarına sığmaz. Siz, tahmininizi yapın.

                                      BUNU NEDEN YAZDIM ?

      Esasen, daha önce bu konuya ve böyle konulara değinmiştim. Hatta, yukarıdaki örneği de vermiştim. Ne var ki, Ziraat Bankası’nı tam bir çiftlik haline getirip yapılan yeni atamalar, beni bu konuyu dile getirmeye mecbur etti.

    Son örnek şöyle; Anayasa Mahkemesi eski Başkanvekili olan yandaş yargıç, bir Yargıtay yandaş eski üyesi,  iktidarın eski bir Bakanı, İktidarın eski bir Meclis Başkan Vekili ve iktidarın iki eski Milletvekili, ilerlemiş yaşlarına rağmen Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliklerine atanıyorlar. Maaşları net 19.750 TL. Bu arada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili iken B. Çekmece’de seçimi kaybeden kişi de, Halk Bankası Yönetim Kuruluna atanıyordu. Maaş, çok yüksek.

     Değerli okurlarım, tekrar ediyorum, bu örnekler o kadar çok ki. Şimdi vatandaşlar soruyorlar. Vaat edilen ek göstergelere, primlerini ödeyip de emekliliğe hak kazananlara paranın olmadığı söylenip hakları verilmez iken, israf boyutunu da aşan bu paralar nereden bulunuyor?

     Dün, bir haber aldık. Türkiye Belediyeler Birliği, Filistin’in EL-Halil Şehrine adam gönderip, İftar düzenlemiş. Kişi başı 4.000 liralık masraf. Yazık günah değil mi? Onlara göre değil, hatta az bile.

     Dün, yine bir bankta oturuyordum. Bir emekli yanıma geldi, tanışıp sohbet ettik. Bu durumları konuştuk, çok bilinçliydi. Öfkeden titriyordu. İçini döktü. Yanımdan kalkarken, elini hışımla salladı ve “Yedikleri, zehir zıkkım olsun!” diye söylene söylene, ardına bakmadan  ayrıldı.