Spor sahalarındaki Stadyum adı kaldırılıp, “Arena” adı verilmişti. Çünkü, bir çoğunda Atatürk’ün de adı vardı. Onu kaldırmanın çaresini, statlara “Arena” demekte buldular. Ancak, tutmadı. Kaldırdılar.
Değerli okuyucularım; Türkiye’deki Spor sahalarının çoğunda ya o yörenin adı, ya da kimi başka adlar ve Atatürk’ün adı bulunuyordu.
Kimi kesimler tarafından Atatürk’e karşı duyulan alerji ve onu kötüleyerek gözden düşürme çabalarına, onun birçok yerde bulunan adının kaldırılması dikkatleri çekiyordu.
Bunlardan biri de, Spor Sahalarından Atatürk’ün adının kaldırılması girişimi oldu. Yakın geçmişte salt bu maksatla Spor sahalarına genellikle “Arena” adının verilmesi benimsendi ve bu ad verildi.
“Arena” bir güç mücadelesinin yapıldığı ya da bir işkence alanı olarak tarihi bir isim iken, salt bu sebeple günümüze uyarlanmak istendi ve bütün sahalara (Stadyumlara) “Bilmem ne arena” adı verilmişti.
ARENA, BİR ÇARPIŞMA MEYDANIDIR
Arena’yı bir Spor alanı olarak görmek ve göstermek doğru değildi. Arena daha çok, geçmiş çok eski zamanlarda, bilhassa suçluların Arslan gibi vahşi hayvanların önüne atılarak, onların parçalanması yani cezalandırılmasını öngören alanlardı. Filvaki buralarda güreş, boğa güreşi ve yarışlar da yapıldığı gibi, oyun alanı olarak da kullanılıyordu.
Arena’nın bu sebeple sadece bir spor alanı olarak görülmesi çok yanlıştı. Neyse ki, bu yanlışı kısa sürede fark eden siyasi iktidar, yaptığı hatadan döndü ve Arena adını stadyumlardan kaldırdı.
Bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada, Arena’nın anlamı ifade edilerek, bu yanlıştan dönüldü.
Şimdi, harıl harıl çalışılarak bu isim değişikliği yapılıyor. Tabelalar kaldırılıyor. Ancak, Stadyumlardan kaldırılmış olan Atatürk’ün adının tekrar verilip verilmeyeceği, çok merak ediliyor.
Kasımpaşa Stadyumu’nun adına Cumhurbaşkanı’nın adı verildiğine göre, Atatürk’ün adı da, en azından kaldırıldığı yerlere herhalde tekrar verilecektir.
Bekleyip, görmek lazım.
Atatürk’e Hakaret Eden Bulunamıyor!
“Derin Tarih” adlı bir TV programında Atatürk’e hakaret eden “Tarihçi müsveddesi” olan iki kişiden biri yakalanıp tutuklandığı halde diğeri hala kaçak, hala bulunamıyor.
Görüştüğüm kimi vatandaşlar, onun kimileri tarafından korunup saklandığını, yakalanması için bir gayret gösterilmediğini, yakalandığı takdirde kısa bir süre tutuklanıp, öteki hakaretçi ile salınacağını söylüyorlar.
Onu da bekleyip, görmek lazım.