Bu iktidar döneminde ve yakın geçmişte, resmi daire tabelalarındaki T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) kısaltması kaldırıldı. Sonra, ne mi oldu?
Değerli okuyucularım, Dünyada, Birleşmiş Milletlere kayıtlı tam 194 ülke var. Ve, her birinin adının da bir kısaltması var. Bu daha çok, adının baş harfleri şeklinde oluyor. Mesela Birleşmiş Milletler bile, “BM” kısaltması ya da rumuzu ile gösteriliyor.
Ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti de, “T.C” olarak gösteriliyor ya da kısaltılıyor. Bu durum, kendimi bildim bileli böyle. Okuduğumuz okul kitaplarında da hep. böyleydi.
TÜRKLÜK FOBİSİ
Bu iktidar işbaşına geldikten sonra “Adımız ve Andımız” konusunda iki reddiye ortaya koydular. Bölücü örgüt PKK’nin Kürt kimliğini ortaya koyup, Türklere adeta savaş açması, önce iktidardan destek gördü gibi. Çünkü, iktidarın bu örgütle yaptığı söylenen gizli görüşmelerle Türklüğün ötelenmek istenmesi, soyumuzu inkar noktasına getirdi.
Önce, resmi dairelerin tabelalarındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltmasını hedef alıp, tabelalardan ”T:C” yi kaldırdılar. Mesela, T.C Ziraat Bankası sadece Ziraat Bankası olurken, T.C Sağlık Bakanlığı sadece Sağlık Bakanlığı oldu ve uygulama böyle devam etti.
Hatta o kadar ki, Bir vali, “T.C XXX VALİLİĞİ” nden T.C’ yi neden kaldırttığı sorulunca, “Harfler tabelaya sığmadı” diye, kendisinin bile çok güldüğü ancak yüzünü hiç de kızartmayan bir ifadede bulundu.
Bu durum, bölücü örgüt mensuplarını ve öteki Türk düşmanlarını çok sevindirdi. Cumhurbaşkanı bile, Türklüğünden şüphe edip birgün babasının dedesine, “Baba, biz Türk müyüz yoksa Laz mıyız?” diye sorduğunu ve Türk olmayı fazla önemsemediklerini beyan etmişti.
Ancak, yakın geçmişte “Ben Türküm Türk, ancak Türkçü değilim” diyerek, Türklüğe bir fiske vurmaktan kendini alamamıştı.
MECLİSTE OLANLAR
Geçtiğimiz hafta, TBMM de ilginç bir olay oldu. İyi Parti, “T.C” nin resmi kurumların tabelalarına yeniden konması için Meclise önerge verdi.
Yani, Devletimizin adının “Türkiye Cumhuriyeti” olduğu kısaltılarak, tekrar kamu kurumlarının tabelalarına yazılmasını istedi. Bu, o kadar doğal bir istek ki, bunun aksini düşünmek her Türk vatandaşının yüzünü kızartırdı. Hatta, durumu yeni öğrenen küçüklerin şaşkınlıktan ağızları açık kalırdı.
Amaaa… Meclis-i Ali’mizde durum öyle olmamış. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi “Olamaz!” diyerek, önergeye “Ret” oyu vermiş. Şaştınız değil mi? Şaşmayın. Esas şuna şanın.
Milliyetçiyiz diyen, yani Türk Milliyetçisi olduğunu söyleyen MHP’ de kabul etmeyip, önergeye “Çekimser” oy vermiş. Yani, kabul oyu vermemiş. Başka bir söylemle, Türkiye Cumhuriyeti yazısından rahatsız olup, tabelalara yazılmasını o da istememiş. Tıpkı, bölücü örgütü desteklediği ifade edilen HDP gibi davranmış.
Şimdi düşünün. Hani o kişi var ya, Türklüğü ve Türk Milliyetçiliğini benimsemiş ve savunmuş olsaydı hiç, “İstiklal Harbi’nde keşke Yunan galip gelseydi!” der miydi?
“Türkiye Cumhuriyeti’nin adının bu şekilde yazılmasını istemeyenlerin, bu meczuptan ne farkları olabilir ki?” diyenler var şimdi! “Türk olmaktan korkanlar, Türk olmaktan utananlar var şimdi” diyenler var! Oldu mu ya?
Değerli okuyucularım; Beni en çok üzen durum, devleti yönetenlerin ve onları destekleyenlerin bu çarpık ve Türklüğü horlayan durumlarını, okullarda çocuklarımıza acaba nasıl anlatacağız?
Bu durumda, “80 yıldan beri her sabah okullarda okuttuğumuz ve “Türküm …” diye başlayan Andımız adlı öğrenci yeminini anlatan o söylemi yasaklayanlardan, daha başka ne beklenir ki?” demekten başka bir şey söylemek imkansız.
Hele, Bakanlık görevine başlarken, “Atatürk’ü ve Andımız”ı öne çıkaracağını söyleyen ve Selçuklulardan kaldığı anlaşılan yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, yüzünü hiç kızartmadan kıvırtmasını, bu millet asla ve hiçbir zaman unutmayacaktır. Bu böyle biline…
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası
