Küçük çocuk babasının yanına gitmiş ve çok merak ettiği şeyi sormuş:
- Babacım, ben nasıl doğdum? Çok merak ediyorum.
Babası bu soruya aldırmayınca, çocuk ısrar etmiş:
- Hadi baba, ne olur anlat; ben nasıl doğdum?
Kendi kendine "Nasıl olsa bunu bu çocuğa bir gün anlatmak zorunda kalacağım, en iyisi şimdi izah edeyim." diye düşünen adam, çocuğa demiş ki:
- Bak evladım, beni çok iyi dinle! Zira bir daha anlatmam.
Çocuğun gözleri sevinçle parlamış:
- Tamam baba, hadi anlat!..
Adam derin bir nefes almış ve başlamış anlatmaya:
- Annenle baban, bundan yedi sene önce bir internet kafede karşılaştı. Bir iki bakıştıktan sonra internet kafenin müsait bir yerine geçtiler. Baban taşınabilir hafıza kartı ile harici depolamadan bir bağlantı kurdu. Annen de bu fırsatı iyi değerlendirerek, taşınabilir hafıza kartından birkaç dosya indirdi. Bu dangalak baban da birkaç dosya yükledi. Heyecandan güvenlik duvarı kullanmayı unuttuğumuz aklımıza gelince, olan olmuş, iş işten geçmişti. Ondan sonra o dosyaları ne silebildik ne de iptal edebildik. Sonuç olarak da ortaya senin gibi felaket bir virüs çıktı!..
YA DA
Kadınla, kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın, karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş. Adam en sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadının problemini cözmek için sormuş:
- Anlatın bakalım, bir gününüz nasıl geçiyor?
Kadıncağız baslamış anlatmaya:
- Sabahları işe geç kalmamak için, taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından, soför "Bayan ya parayı ödersiniz ya da ..." diyor. Mecbur kaldığım için "ya da"yı seçiyorum. Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii. Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron, "İşe geç gelmeye devam edersen, ya seni işten atarım, ya da ..." diyor. Yine "ya da"yı tercih etmek zorunda kalıyorum. Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp, kirayı yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek, "Ya kirayı hemen ödersiniz ya da .." diyor. Eee, haliyle "ya da"yı tercih ediyorum. Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor.
Psikolog kadının anlattıklarını dinledikten sonra demiş ki:
- Hanımefendi, tüm bu anlattıklarınızı ya kocanıza anlatabilirim, ya da ...
AYRILIK ÇEŞMESİ
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
Devletin içine düştüğü müthiş para buhranına çare aranır ve saraydaki altın eşyanın paraya çevrilmesi düşünülürken Abdülaziz’e bunu Fuat Paşa söylemiş ve Abdülaziz’in:
- Demek ki saraylıların su içtikleri altın tasları fazla görüyorsunuz? Demesi üzerine Paşa şu cevabı vermek cesaretini göstermiştir:
- Padişahım, yarın maazallah bu memlekete düşman girince bizler efendimizin rikabına sarılarak Konya ovalarını tuttuğumuz zaman hanım sultanlar bu altın taslarla ayrılık çeşmesinde mi su içecekler?
ORTADAKİ BENİM
Bir fotoğrafçı çağıran Temel, ahıra girerek iki ineğin arasında poz vermiş. Çektirdiği fotoğrafı askerdeki oğlu İdris'e yollayan Temel, fotoğraftaki kendi görüntüsünün altına çarpı işareti koyarak, büyük harflerle bir not yazmış. Temel, yazdığı notta şöyle diyormuş:
- ORTADAKİ BENİM!..
|