Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlardı. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şöförunun dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçtu.
Çiftçi koşarak geldi. Gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başladı.
Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe geldi. Çiftçiye Sordu: -"Otobüsdeki bütün polikitacıları gömdün demek... Hepside ölüydü, eminsin değil mi?"
Çiftçi cevap verdi: -"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz.. Nasıl yalan söylerler."
TURŞU MU DARBE Mİ?
Güney Amerika'da bir uzmana sormuşlar: -Turşu yapmak mı daha kolaydır, darbe yapmak mı? Uzman cevap vermiş: -Darbe yapmak kolaydır. Çünkü hıyar turşusu yapacaksan aynı boyda hıyarlar bulup bunları kıvamında tuz, sirke ve limon içinde bir müddet bekletmek gerekir. Sizin anlayacağınız uzun iş. Ama darbe yapmak için üç hıyar yeterlidir.
5'er LİTRE...
İstanbul'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
-Ne var, ne olmuş acaba? -Tayyip Erdoğan'ı rehin aldılar, eğer 1 milyar dolar verilmezse üstüne benzin döküp yakacaklarmış. -Ya , şimdi anladım bu trafiği. -Ya , işte onun için, herkesten biraz yardım topluyoruz. -Peki insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak? -Valla yaklaşık olarak 5'er litre...
KAFAMIZA SIÇIYORLAR
İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı. Birinci ihtiyar ''şu güvercinlere ne zaman yem atsam siyasetçileri hatırlıyorum.'' dedi. Diğer ihtiyar ''neden?'' diye sorunca ekledi; -Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamıza sıçıyorlar. Kaynak: Sihirli hikayeler.com Kalın sağlıcakla.
BEN ÖBÜR DÜNYADANIM Artık toz mu olmuş, toprak mı olmuş, yoksa ayıp bir şey mi bulaşmış, nedir, Hoca’nın mintanı kirlenmiş. Kirlenmiş de ya yolda belde birisi görüp ayıplarsa: “Sakalından, kavuğundan utan, derse…” diye Hoca yol üzerindeki mezarlığa sapmış. Boş bir mezarın içinde soyunup temizlenirken, rüzgâr mintanını alıp kaçmasın mı…
Mezarlıkta bir o yana bir bu yana, mintan önde Hoca arkada kovalamaca sürerken bir de ne olsa beğenirsiniz; yoldan geçen bir taifenin atları ürkmesin mi? Attan güç bela inen birkaç süvari Hoca’nın etrafını çevirip hesap sormaya başlamışlar:
– Bre kendini bilmez, az kaldı bir kazaya kurban gidecektik. İn misin, cin misin mezarlıkta çırılçıplak ne koşturup duruyorsun?
Hoca bakmış, iş kolay değil, postu deldirmek var işin ucunda.
– Durun çocuklar, demiş, ne inim ne cinim ne de bildiğiniz hortlağım. Ben ölmüş bir kişiyim, öbür dünyanın ahalisindenim. Orayı kirletmeyeyim diye abdest bozmaya çıktım. Siz işinize bakın; hemen geri dönerim.
|