Sultan şaşkınlık içinde;
-Sen ne dersin?
-Evet efendim, hepsini boğdurdu. Biz de anlam veremedik.! Emirdir dedik, başkumandanın emrini yerine getirdik.
Sultan o kadar hiddetlenmiş, o kadar hiddetlenmiş ki ;
-Hemen bir ordu hazırlayın. İvedi gidin, o çobanın başını getirin bana!
Tam ordu hazırlanırken, arkadan bir ulak daha gelmiş. Gülerek, sevinç içinde ama kan ter içinde.
-Sultanım, demiş. Müjdeler olsun, ordumuz zafer kazandı! Şu anda dönüş yolundalar. Ganimetler toprak her şey bizimdir, müjde olsun!
Sultan demiş ki;
-Ben böyle bir müjdeyi de istemiyorum! Onu şehrin girişinde tutun, başını vurun, başını bana getirin. Çoban ordunun başında şehrin girişine yaklaşmış, mutlu. Tabii sultanın adamları yakalamışlar. Başını vuracaklar, çekilmiş kılıçlar.
Demiş ki çoban;
-Başım bundan sonra zaten vurulacak, anladım.
“Ama,’’
-Sultana selam söyleyin. Bir mesele vardı, ben sözümü tutmuş olayım, o da merakını gidermiş olsun. Şu işin hikmetini anlatacağım, sonra da başımı vursun. Başımız yoluna feda…
Gitmişler, sultanım demişler; durum böyle böyle. Bir olay varmış anlatacak, hikmetinden bahsedecek, sonra vursun sultanımız başımızı, diyor.
Çağırın, demiş.
Gelmiş çoban, inmiş.
-Efendim, bu işin hikmeti şudur: Ben bir çobanım.
Gittim, bir gece uyur numarası yaptım. O vakte kadar
köpekler hiç havlamazdı ve her gün sürümden bir koyun eksilirdi. Kurtlar vardı. Baktım ki benim köpeklerim çakallarla, kurtlarla bir olup beni satarmış.! Gelip her gün sürümdeki emanetlerimden bir tane eksiltirmiş. Onu görünce dehşete düştüm.!
Dedim ki:
Allah’ü Zülcelâl Hazretleri, hiçbir zaman yukarda olan olayları, aşağıya yansıtmamazlık etmez. Ben bunu yaşıyorsam, mutlaka yukarda bir sıkıntı var.
Öğrendim; ordumuz seferdeymiş, hayli zaman olmuş dönmemiş…!!!Devletimiz güç kaybeder olmuş. Dedim ; bu köpekleri asayım, nasılsa sultan çağıracak beni. Astım. Siz de çağırdınız efendim. Sonra başkomutanlık istedim. Bizim öyle şeylerde vallahi gözümüz yok.! Gittim ki, sizin komutan dedikleriniz o köpekleriniz çakallarla, köpeklerle düşman keferesiyle bir olmuş ve zaferi geciktiriyorlar. Devlete millete zafiyet verdiriyorlar. Hepsini boğdurdum köpeklerimi boğdurduğum gibi. Sonrasında zafer kendiliğinden geldi. Efendim, benim çobanlıktan başka işim yok. Biz yaptığımız işleri, Hak rızası için yaparız. Komutanlık, komutan olanın olsun. Biz Rıza-i İlâhi için yaparız. Yaptıklarımızdan başka şey beklemeyiz. Müsaade eder, canımı bu olaydan sonra bağışlarsanız, ben çobanlığıma gideceğim.
Sultan bunun üzerine mahcup olur. Ne kadar ısrar etse, dur dese de çobanı durduramaz. Çoban gidip, çobanlığına devam eder…BİTTİ.
|