İç piyasada ciddi manada kriz var bir de buna güven ve umutsuzluk eklenince, toplumda bir karamsarlık oluşmuş durumda. Herkes arayış içinde ve gemiyi kurtarmaya çalışıyor. Gemiyi kurtarmak kısa vadede görünecek gibi değil. Zaman ve sabır ister. Çünkü enkaz çok büyük.

GÜVEN VE UMUTSUZLUĞA KAPILMAMAK LAZIM

Bir insan güvenini yitirdiğinde umutsuzluğa da kapılır. Umutsuzluğa kapılan insan ne yapacağını bilemez. Yolunu kaybetmiş şaşkın ördeğe döner. İnsanoğlu umutsuzluğa kapıldı mı kurtuluş yolunu arar ve çıkış yolunu bulabilmek için her yola başvurmak zorunda kalır. Çıkış yolunu ararken, farklı saplantılara bulaşabilir. Hatta bataklıktan kurtulmak için bataklığa daha da saplanabilir. Çırpındıkça daha da batar. Yani güvenini ve umudunu kaybeden insan doğru yolu bulmakta çok zorlanır.  Derler ya, çık çıkabilirsen işin içenden... Ama akıllı insan bu gibi sıkıntıları kısa sürede aşabilir. Tabi ki bu da sabır ve selamet ister. Bir de ağır yükün altından çıkabilmek için sorunlara gülebilmek ve esprililerle geçiştirmek. Yani moral çok önemli…  

Geçmişte krizi yaşayan bir çok ülke kendini mizaha vermişti. Çünkü ağlanacak hallerine gülmekten başka çare kalmıyordu. İnsanlar, ekonomik kriz ortamında yapacak hiçbir şey olmadığı için, hayatın giderek ağırlaşan yüküne gülmek ve bunu esprilerle hafifletmeye çalışıyorlardı.

Örneğin, bir işadamı batmak üzere olan bir arkadaşını arayıp, “Nasılsın, işlerin nasıl?’’ diye soruyor. Karşı taraf, ‘‘Çok iyiyim’’ yanıtını verince, adam dönüp özür diliyor; ‘‘Pardon, galiba yanlış numarayı aradım.’’ Ve telefonunu kapatıyor.

Yine adamın biri bankaya gidip, ‘‘Sizde hesap açtırmak istiyorum memur bey. Kime başvurmalıyım?’’ diye soruyor. Memur de şöyle bir yanıt veriyor: ‘‘Ruh doktoruna.’’ Adam neye uğradığını şaşırınca apar topar bankayı terk ediyor. Kriz nasıl yönetilir ve çözüme kavuşturulur diye yazıma bu fıkrayla devam ediyorum. Bakın akıllı adam krizi nasıl yönetiyor.

FIKRA ŞÖYLE:

Dul bir kadının çok güzel bir kızı vardı, herkes talipti kıza, ancak annesi beş yüz bin TL mehir istiyor asla daha aşağı inmiyordu.

Kıza aşık bir oğlan vardı, tüm gücüyle ancak üç yüz bin TL biriktirebilmişti. Babası durumu gördü, oğlana

“Oğlum getir bakalım şu üç yüz bini de gidip kızı isteyelim” dedi.

Oğlan umutsuzdu, baba umutlu bir şekilde kızın evine vardılar, baba kızın annesine

“Söyleyeceklerim bitmeden sözümü kesme” dedi. “Kızını oğluma istiyorum, bu da mehir olarak yüzbin”Kadının suratı asıldı. Adam devam etti.

“Seni de kendime” istiyorum, bu da senin Mehrin yüz bin.. Kızın annesinin yüzüne bir tebessüm yerleşti. Allah mübarek kılsın, hayırlı olsun dedi. İşlem tamamdı.

Komşuları kadını sıkıştırdılar, hani beş yüz binden bir kuruş inmem diyordun, diye. Kadın dedi ki :

“Toptan satışla perakende satış fiyatı her zaman değişir. “

Oğlan da babasına sordu:

“Baba öteki yüzbini ne yaptın?”

Babası cevapladı; “onu da anana verdim, ikinci evliliğe razı olması için.”

Anladınız mı nasıl oluyor… Demek ki, akıllı ve sabırlı olmak… Krizler aşılır… Kriz yönetimi uzmanlık ve tecrübe gerektiren bir iştir. Yine söylüyorum… Tek kelime akıllı ve sabırlı olmak lazım…