"Bu kısa öykünün gerçek kişiler veya olaylarla hiçbir ilgisi yoktur ve tamamen hayal ürünüdür. Okuyunca siz de anlayacaksınız zaten!"…
Değerliokuyucularım, bugünkü köşemde, "Tilkiyle Çakalın Dostluğu"nun öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öykü şöyle:
Takkeli Tilkiyle Akçakalın yediği içtiği ayrı gitmezmiş çok iyi dostmuşlar. Sadece yedikleri içtikleri değil kıbleleri de birmiş. Bir gün Tilki gel demiş Akçakala şu Aslana bir oyun oynayalım. Hep kralım diye böbürleniyor. Ormanda ikide bir oyunlarımıza karışıyor, bilyalarımızı elimizden alıyor. Oyunların kurallarını değiştiriyor. Bildiğini okuyor. Görsün bakalım el mi yaman biz mi yaman demiş.
Çakal ve tilki, Aslan ormanda darbe yapacak canınıza okuyacak, hepinizi içeri atacak, ormanı yakacak diye basmış yaygarayı. Elimde deliller de var demiş. Aslandan oldum olası nefret eden ve çakala çanak tutan sırtlanlarla Akbabalar da hemen bu habere üşüşmüşler. Evet var biz de biliyoruz demişler. Hatta bir kaç Akbaba gizli tanıklık yapmayı bile kabul etmişler. Orman yankılanmaya başlamış. Develerle filler, aman efendim yapmayın Aslan kardeşimizdir böyle bir niyeti yoktur. Bu haberler düzmecedir dedilerse de bir türlü dinletememişler. Halbuki normal zamanlarda herkes deveyi ve fili dinlermiş ama zaman normal değilmiş ki artık! Yüzyııllardır ormanda hakim olan adalet, hakkaniyet prensipleri bir kenara bırakılmış. Düzmece belge ve haberlerle Aslanı içeri tıkmışlar.
Aslanı içeri attıran çakal sonra tilkilerin çiftliklerine el koymayı kafaya takmış. Her yer benim, herkes benim kölem demeye başlamış. İşte güç böyle bir şeydir. Aslanın yokluğunda çakal kendini aslandan bile üstün görmeye başlamış. Önceleri çakal ormanı bayağı iyi yönetiyormuş. Ama gitgide despotlaşmaya başlamış. Her şeyin en doğrusunu ben bilirim, benim haberim olmadan buralarda kuş bile uçmaz diyormuş. Bir gün yatağından kalkmış ve “Şu tilki de kim oluyor böyle, her sene orman kenarındaki çiftliklerin tüm nimetlerinden tek başına yararlanıyor. Çiftlikteki ördekleri, tavukları, kazları tek başına yiyiyor, satıyor, çok para kazanıyor. Ellerinden bu imkanları almam lazım” demiş. Çakal her şey kendisinin olsun, herkes ona çalışsın istiyormuş.
Tilkiler haklı olarak itiraz etmişler. Yapma eyleme Çakal Efendi gel bir çözüm yolu bulalım bizim sadece çiftliklerimiz var ama sizin öyle mi bakın bütün orman size çalışıyor. Paralarınız banka hesaplarınızdan, patilerinizin kutularına taşıyor. Çiftliklerimizi elimizden alırsanız halimiz nice olur, biz nasıl geçiniriz sonra biz o çiftliklerde ormana hayırlı evlatlar da yetiştiriyoruz. Hemcinslerimiz sadece çiftçilik yapmıyorlar aynı zamanda genç nüfusumuza güzel ahlaklı orman kurallarını da öğretiyoruz! Size nasıl sorgusuz sualsiz itaat edeceklerini aşılıyoruz diye dert yanmışlar. (Güzel ahlak deyince Çakal için akan sular dururmuş.) Ama çakal da dediğim dedik diyormuş. Şimdiye kadar ne istediniz de vermedik ey tilkiler. Ama bundan sonra işler böyle yürümeyecek, tekerinize çomağımı sokacağım diye tutturmuş çünkü çakalı artık kibiri yönetiyormuş. Çünkü çakal o kadar çok yalan söylemiş ki ve bakmış tüm orman ahalisi ne derse inanıyor kendi de söylediği yalanlara inanmaya, gerçekle hayal arasında bir dünyada yaşamaya başlamış. Devam edecek
|