Kayserilinin biri ilahiyat okumak için Mısır’a EL-Ezher üniversitesine gitmiş. Yedi senelik okulu memleketine hasret kaldığı için altı sene sonra bırakmak istemiş.Hocası buna üzülmüş ve ona demiş ki:
-Oğlum gel bir sene daha oku da İslam’da siyaseti öğren.
Yok bizim Kayserili ısrar etmiş, bana siyaset miyaset lazım değil demiş.
Kayserili köyüne geldikten sonra camiye gitmiş ve hocanın vaazını dinlemeye başlamış, duydukları öğrendiklerinin tam tersiymiş, hoca kâfirlerden dinsizlerden bahsediyormuş ki, bizim Kayserili ayağa kalkmış ve hocaya:
-Hocam anlattıklarınızın hepsi yanlış demiş.Bunun üzerine hoca:
-Aha kâfirin teki de bu demiş ve bütün cemaat bizim Kayserilinin üstüne yürümüş. Canını zor kurtaran Kayserili hemen Mısır’a geri dönüp başından geçenleri hocasına anlatıp son senesini okumuş ve tekrar köyüne dönmüş.
Yine Cami’ye girmiş ve ayni hocayı dinlemeye başlamış.Bir müddet sonra ayağa kalkmış ve:
-Hocam kusura bakmayın gecen sene çok büyük bir hata yaptım, Mısır’da hocamla konuştum, siz haklıymışsınız, hatta sizden bir kıl koparan cennete gidecekmiş deyince bütün cemaat ayağa kalkıp hocanın üstüne yürümüşler.
İNANÇ MESELESİ
Karadeniz fıkraları İzmirli avukat dava için Trabzon'a gelmiş. Sohbet esnasında, okunan duaların ölünün ruhuna gidip gitmeyeceği tartışılmış. Avukat, okunan duaların ölülerin ruhuna gideceğine inanmıyormuş.
"Seni ancak Oflu Hoca ikna edebilir" demişler. Hocanın sohbet yaptığı kahveye gidilmiş.
Adam sorusunu yineleyince, aralarında şu diyalog geçmiş.
- Elbette gider.
- Peki nasıl gider?
- Senin anan, hanımın, kızın var mı?
- Var.
- Nerede oturuyorlar?
- İzmir'de.
Hoca "senin ananı, avradını" demeye kalmadan
adam sinirlenerek hocanın üzerine yürümüş.
- Ne biçim konuşuyorsun sen?
- Niye sinirleniyorsun? Duaların buradan ahirete gittiğine inanmıyorsun da, küfürlerin buradan İzmir'e gittiğine niye inanıyorsun?
|