Amerikalı bilim adamları nesli tükenmekte olan maymunlar üzerinde deney yapmak için afrika’ya giderler…
Uzun araştırmalar sonucunda sayıları çok az olan maymunlara bir ağacın tepesinde rastlarlar.
Ama maymunları oradan indirmeleri için kendilerine yardım etmeleri için oranın yerlilerinden birine başvururlar.
Yerliyide alıp maymunların olduğu ağacın yanına gelirler. Yerlinin yanında köpeğide vardır..
Yerli maymunların olduğu ağacı sallamaya başlar maymunlarda bir bir düşmeye başlar..
Düşen maymunlarıda köpek aşağıda birer birer s.kip kafese koyar. Yerli sallar düşeni köpek s.kip kafese koymaya devam eder. En sonunda ağaçta sadece bir tane maymun kalmıştır yerli ne yaptıysa o son maymunu indirememiştir ağaçtan.
Yyerli bilim adamlarının yanına yaklaşıp…
-Ben şimdi ağaca çıkıyorum son kalan maymunu aşağıya indirmek için, eğer maymun aşağı düşerse bırakın köpeğim şey yapsın kafese koysun, eğer ben düşersem köpeği vurun…
KAÇMAYA ÇALIŞIYORSUN
Dünya Savaşı sırasında bir İngiliz,
Almanya üzerinde düşürülür. Almanlar bunu esir alırlar, fakat İngiliz’in bir bacağı ve iki kolu kangren olmuştur. Almanlar ilk önce bacağı keserler ve İngiliz, Almanlardan bu bacağı ana
vatanı olan İngiltere’ye atmalarını ister.
Almanlar da İngiliz’in isteğini yerine getirir.
Sonra İngiliz’in kolu kesilir, İngiliz yine aynı dilekte bulunur ve Almanlar da yerine getirir. Bu sefer de Almanlar öteki kolu keserler. İngiliz her zamanki gibi Almanlardan kolu anavatanına atmalarını ister, fakat Almanlar ” olmaz!” derler,
İngiliz nedenini sorunca şöyle cevaplarlar:
“Sen Galiba Kaçmaya Çalışıyorsun!”
ZEKİ AVCI FIKRASI
Adamın biri Afrika’da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş.
Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve
belli ki günlük yiyeceğini arıyor. “Şimdi başım dertte” ,diye düşünmüş minik
köpek. Etrafına bakmış, yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparin geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş;
-Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha varmı?
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak
dalların arasına saklanmış. “Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem
olacaktım” ,diye düşünmüş leopar.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler oldugunu anlatmış.
Leopar kopeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna “Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” ,demiş.
Ancak minik köpek neler oldugunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.
“Şimdi ne yapacağim” ,diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş.
Bunun yerine arkasını leoparın geldigi yöne dönerek, kemikleri kemirmeye devam etmiş.
Tam leopar saldıracakken yine kendi
kendine konuşmuş;
-Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım
saat önce bir leopar daha getirsin
diye gönderdim, hala haber
yok!
Diplomasi böyle birşey
işte. Yapabiliyorsan, hızlı düşün, sakin ol,
güçlü görün ve düşmanını kendi silahı ile
yen.
|