İki deli akıl hastanesinden kaçmış, o kadar çok koşmuşlar ki; şehrin ortasına geldiklerinde nefes nefese kalmışlar. O kadar yorgunluktan sonra ikisinin de acil tuvalet ihtiyacı gelince, yoldan geçen bir delikanlıya sormuşlar:
- Afedersiniz, burada tuvalet var mı?
Bunların deli olduklarını anlayan genç, ilerde cadde ortasında duran çöp varillerini parmağı ile göstererek dalgasını geçmiş:
- İşte abi, orası tuvalet.
Bizimkiler hemen çöp varillerinin üzerine çıkıp, büyük tuvaletlerini yapmaya başlamışlar. Bu arada delileri gören halk seyretmek için etrafa toplanmış. Büyük deli yanındaki küçük deliye şöyle demiş:
- Ulan, iyi ki acele etmişiz. Şu tuvalet sırasına bak, herkes sıraya girmiş, bizi bekliyorlar!..
BİZİM ÇOCUKLAR
Yahudi Mişon'nun karısı ölmüş, iki küçük çocukla kalakalmış. Erkek adam küçük çocuklara nasıl bakacak? Evlenmeye karar veren Mişon, iki çocuklu dul bir bayanla hayatını birleştirmiş. İki çocuk Mişon'un, iki çocuk da hanımın; etti mi dört çocuk. Aradan seneler geçmiş, iki çocukları daha olmuş.
Bir gün Mişon'la hanımı televizyonda akşam haberlerini izliyorlarmış, çocukların odasından bağırışlar ve gürültüler gelmeye başlamış, karısı seslenmiş:
- Mişon git bak, ne oluyor?
Mişon da gidip bakmış ve bir karış suratla geri dönmüş, karısı sormuş:
- Ne oldu Mişon?
Ağlayacak hale gelen Mişon, dert yanmış:
- Senin çocuklarla, benim çocuklar bir olmuşlar!..
- Eee?
- Bizim çocukları dövmüşler!..
Zekicefıkralar.com
BOBİ
Temel, yıllardır Amerika'ya gitmek için hayaller kuruyormuş, bir gün konsolosluğa gidip başvuru yapmış. Aradan iki sene geçmiş, Temel evlenmiş. Bu sırada da konsolosluktan vize çıktı diye kağıt gelmiş, Temel, "Sevinsem mi, üzülsem mi?" diye, kara kara düşünürken çok sevdiği bir arkadaşı yanına sokulmuş:
- Hayırdır Temel, niye böyle durgunsun?
- Amerika'ya gitmem için vizem geldi.
- Ne güzel işte, sevineceğine üzülüyor musun?
- Sevindim ama, karımı yalnız bırakmaya korkuyorum, kimseye de güvenip emanet de edemiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum.
- Sana bir akıl vereyim. Çok iyi eğitilmiş bir köpek al sonra evinin etrafını telle çevir ve köpeği de bu tele bağla, evin dört bir yanına gidebilsin ki; kuş uçurtmasın. Sonra da rahat rahat git istediğin yere.
- Sağol kardeşim.
Arkadaşının aklına uyan Temel, hemen gidip bir köpek almış, köpeğin adını da "Bobi" koymuş. Arkadaşının dediği gibi Temel, Bobi'yi bahçeye bağlamış, bakmış ki; Bobi kuş uçurtmuyor.
İki gün sonra karısıyla vedalaşıp amerikaya giden Temel, bir hafta sonra telefonla karısını aramış:
- Karıcığım seni çok özledim da, nasılsın? İstersen, hemen gelirim.
- Beni merak etme, iyiyim, sen para gönder yeter.
Temel "Tamam!" demiş kapatmış, bir hafta sonra yine aramış; yine aynı cevap, karısı "Sen para gönder yeter." demiş. Aylar geçmiş, ama Temel'in karısı hep aynı şeyi söylüyormuş; "Sen para gönder yeter." Temel kendi kendine düşünmüş:
- Ula bu kadın bir kere bile "Sen nasılsın?" diye sormadı.
Merak eden Temel, karısını yine aramış:
- Karıcığım nasılsın?
- İyiyim, sen para gönder yeter.
- Bobi orada mı?
- Burada.
- Telefonu Bobi'ye ver bakayım.
Temel'in karısı telefonu Bobi'ye vermiş. Temel sormuş:
- Bobi, nasılsın oğlum?
- Hav!..
- Bobi, evde kaç kişi vardır da?
- Hav!.. Hav!..
- Bobi, evde ne yapıyorlar?
- Heh heh he!..
- Bobi oğlum, ne zamandan beri yapıyorlar?
- Aaauuu!..
|