ads
DOLAR 38.89 ₺
EURO 43.45 ₺
STERLIN 51.67 ₺
G.ALTIN 3,997.10 ₺
Ç.ALTIN 6,658.87 ₺
BİLEZİK 3,714.30 ₺
BTC 102,409.86 $
ETH 2,472.81 $
BİST 9,668.36
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Öpüşme Hastalığı

Yayınlama: 11 Ocak 2017 Çarşamba 22:09 Okunma: 3345

Sevgiyi, yerine göre saygıyı ifade eden bu eylemin, mikrop saçan ve hastalık yayan bir ritüel olduğunu biliyor musunuz?

     O halde, kısaca anlatayım. Başlangıçta bunu Avrupalılar denediler. Karşı cinslerin, birbirinden hoşlanma belirtisi olan bu eylemi daha sonra,  herkes için arkadaşlık ve dostluk üzerine kurguladılar.

     Baktılar ve gördüler ki, hijyen kurallarını alt-üst eden ve iki nefesi birbirine yaklaştıran bu eylem ile, hastaların ve hastalığa meyilli insanların mikropları, karşı tarafa geçmeye ve böylece hastalık belirtileri başladı.

     Olaya devletler müdahale etmeden, toplum bilinci bu eylemi doğru bulmadı. Sağlık görevlilerinin de uyarılarıyla, bu uygulamadan vazgeçildi.

      Türk insanı ise, buna dört elle sarıldı. Samimi ya da gösteriş amaçlı suni yakınlaşmaları gösterebilmek için insanlar birbirlerine sarılmaya ve yanaklardan öpüşmeye başladılar. Bu eylemi tatbik edenler, karşı tarafı çok sevdiklerini ifade etmek isteseler de, durum öyle olmadı bizde de hastalık üretmeye sebep oldu.

                                 Dr. YILDIRIM  AKTUNA UYARDI!

     Dr. Yıldırım Aktuna, Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Başhekimi iken, bir hekim olarak konu hakkında halkın dikkatini çekti. “Birbirinizi sevip sayın, ama çok sık öpüşmeyin. Birbirinize böylece mikrop geçirmeyin…” gibi laflar söyleyip, ayrıntılı açıklamalar yaptı.

    Dinleyen dinledi, anlayan anladı, ancak halkın çoğunluğu yine anlamadı. İnadına, sarılmalar ve öpüşmeler arttı.

    Merhum Dr. Aktuna 1993 yılında Sağlık Bakanı oldu. Geçmişteki bu açıklamalarını, kendisine hatırlattım. “Haklısın, konu üzerinde tekrar duracağım.” dedi. Durdu da. Çıktığı TV programlarında lafı bu konuya getirip, açıkladı ve doğruları tekrarladı. Tekrarladı, ama yine dinleyen kim?

                           MHP’LİLER, ÖPÜŞMENİN ŞEKLİNİ DEĞİŞTİRDİ

     Bu açıklamalardan sonra, ülkücü kesimi temsil eden MHP’liler, öpüşmek yerine sağlı, sollu “Kafa tokuşturmaya” başladılar. Kafa travması yaratmamak için de, tokuşturmayı hafiften yaptılar

     Onlara göre, Göktürkler kafa tokuşturarak öpüşüyorlardı. Bu öpüşme şekli, Orta Asya’da çok yaygındı.

      Bu tarz, bazı kesimlerce benimsendiyse de, yanaktan ve hele dudaktan öpüşme,  hiç terk edilmedi. Halen devam ediyor.

      Sosyal Bilimcilerin yaptıkları araştırmalarda,  yanaktan öpüşmelerin % 90’ının, samimi ve içten olmadığını, bir sevgi gösterisinden öteye gitmediğini, bütün uyarılara ve mahzurlarına  karşın halkın bundan vazgeçmediğini, vazgeçmeye niyetlerinin de olmadığı anlaşıldı.

     Türklerin çalışmak üzere Avrupa’ya gitmesinden sonra, bu alışkanlığı orada da sürdüklerini, böylece yabancıların bazılarını etkilediklerini, ciddi uyarılara  ve Avrupalının bu ritüeli reddetmesine rağmen Türklerin buna devam ettiğini, özellikle Almanya ve Belçika’daki Türklerin arasında bunun yaygın olduğunu hep ifade ettiler.

                                                 BİR TİYATRO SAHNESİ

      Tiyatro Sanatçısı Ercan Yazgan’ın, Bakırköy’de sahnelediği bir oyuna gittim. Oyunda, iki arkadaş yolda karşılaşıyorlar. Samimi bir yakınlaşmadan sonra birbirlerine sarılıyorlar. Arkadaşlardan biri diğerinin yanağını öpüyor ve diğeri görmeden yere tükürüyor. Öteki yanağını öpünce de, aynı şeyi yapıyor. Arkadaşı gidince de, bu öpüşmeden tiksindiğini söylüyor ve öptüğü arkadaşının pislik koktuğunu da belirtiyor.

     Demek oluyor ki, bu öpüşmelerin hiç de samimim olmadığı, çoğu bir gösterişten ibaret olup, yerine göre bir tiksintiyi bile gösterebiliyor. Mikrop yayma tarafı ise, tabii ki hariç.

       Değerli okuyucularım; öpüşme eylemi, özel hayatın bir parçasıdır. Ancak, dostlarınıza sevginizi ve saygınızı böyle değil, başka türlü de gösterebilirsiniz. Mesela, büyüklerin sadece elini öperek, yaşıtların sadece  elini sıkarak, küçüklerinize de “Gözlerinden öperim” diyerek ama öpmeyerek, onlara sevginizi saygınızı, pekala  belirtebilirsiniz.

       Aşıkların öpüşmesine ise, yalnız bendeniz değil, hiç kimse karışamaz.