Onu hiçbir sınıf arkadaşı sevmiyordu. Çünkü derslerine asla çalışmayan, tembel ve bön bir çocuktu. özellikle öğretmeni "beni delirtiyorsun" diye hep kızıyordu Tahir'e.
bir gün Tahir'in annesi okula geldi. Öğretmeni ile görüştü. öğretmen dürüstçe "çocuğunuz ders çalışmayan aptalca şeyler yapan bir çocuk, notları da düşük, hayatımda bunun kadar tembel bir öğrenci görmedim" dedi.
Annesi çok şaşırdı, Tahir'i okuldan aldı ve Kayseri'ye taşındılar.
Aradan 25 yıl geçti. öğretmen de Kayseri'ye tayin olmuştu. Bir gün öğretmen ağır bir kalp krizi geçirdi. Bütün doktorlar ameliyat olması gerektiğini söylediler. Bu zor bir ameliyattı ve Kayseri'de ameliyatı yapabilecek tek bir cerrah vardı.
öğretmen ameliyat oldu. Gözünü açtığında karşısında yakışıklı cerrah ona gülümsüyordu. öğretmen tam teşekkür edecekti ki suratı morarmaya başladı. Bir şey söylemek için elini kaldırdı ama söyleyemeden küt diye öldü.
Cerrahın Tahir çıkacağını sandınız değil mi?
Yapmayın, komik olmayın.
Doktor şaşırdı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir baktı ki o da ne?
Odaları temizleyen Tahir, solunum cihazının fişini çekip elektrik süpürgesini takmış.
KAYSERİLİ GARSON
Bir gün adamın biri bir otele gitmiş. Otelde akşam yemeği yerken garson yanına yaklaşmış;
– Bir emriniz var mıdır diye sormuş. Garson o kadar güzel sormuş ki adamın dikkatini çekmiş, o anda adam sormuş garsona;
– Nerelisin?
Bizim garson hemen cevap vermiş;
– Kayseriliyim.
– Kaç senedir bu otelde çalışıyorsun?
Bizim kayserili hemen cevap vermiş;
– On senedir..
– On senedir bu otelde çalışıyorsun? Oteli hala üzerine geçiremedin mi?
Bizim kayserili derin bir nefes çekmiş;
– Aahh sorma dayı sorma… bu otelin sahibi de Kayserili de ondan geçiremedim demiş.
İKİ OLASILIK
Temel ile Dursun konuşuyorlardı…
Temel Dursun’a sorar:
– Savaş çıkarsa yandık galiba.
Dursun düşündü:
– İki olasılık var, dedi. Ya çıkar ya çıkmaz. Çıkmazsa mesele yok, çıkarsa iki olasılık var:
Ya çürüğe çıkarız ya askere alınırız. Çürüğe çıkarsak mesele yok, askere alınırsak iki olasılık var: Ya geri cephe ya ileri cephe. Geri cephede kalırsak mesele yok, ileri cepheye gidersek iki olasılık var: Savaşı ya kazanırız ya kaybederiz. Kazanırsak mesele yok, kaybedersek iki olasılık var: Ya esir düşeriz ya ölürüz. Esir düşersek mesele yok, ölürsek iki olasılık var: Ya gömerler ya kağıt fabrikasına yollarlar. Gömerlerse mesele yok, kağıt fabrikasına yollarlarsa iki olasılık var: Ya gazete kağıdı ya tuvalet kağıdı. Gazete kağıdı olursak mesele yok, tuvalet kağıdı olursaaak… İşte o zaman yandık Temel!
|