Büyük bir şirketin patronu "Daktilo bilen bayan sekreter aranıyor" diye gazetelere ilan vermiş. Bu ilan üzerine, şirkete bir seyyar satıcı gelmiş ve görevlilerden rica etmiş:
- Lütfen, beni patronunuzla görüştürün.
Görevliler patrona haber vermişler:
- Efendim, şirketimize gelen biri sizinle görüşmek istiyor.
Patronun aklına gazetelere verdiği ilan gelmiş:
- Hemen gelsin, görüşelim.
- Peki efendim.
Biraz sonra karşısında uzun boylu yakışıklı bir adam görünce şaşıran şirketin patronu, demiş ki:
- Bir yanlışlık olacak, biz bayan sekreter arıyorduk.
Patronun bu sözü üzerine, seyyar satıcı olan adam elindeki bavulu açmış, içinden cansız bir manken çıkardıktan sonra anlatmaya başlamış:
- İşte efendim, modern tekniğin son buluşu olan sekreteriniz. Bu sekreterin hiçbir kaprisi yoktur. Bu sekreter yemez, içmez, izin nedir? Bilmez. Bu sekreter telofonla aynı anda sekiz kişiyle görüşür, bu arada da beş ayrı daktilo makinesinde beş ayrı yazı yazar. Bu sekreterin dokuz yabancı dil bildiğini ve anında çeviri yaptığını da eklemeliyim. Bu sekreter maaş filan da istemez. Bana hemen yüz milyon lira öderseniz, bu sekreter hemen sizin olur.
Patronun aklı yatmamış, yüzünü buruşturmuş. Harika manken sekreteri getiren adam, hemen sekreteri bir masaya oturtmuş. Bu harika sekreter, beş dakikada elli sayfalık bir kitabı sekiz dile çevirmiş, aynı anda telefonlara cevap vermiş. Patronun gözleri faltaşı gibi açılmış, derhal yüz milyonluk bir çek yazıp adama vermiş ve cansız manken sekreteri almış. Adam odadan çıkıp da elinde boş bavulla asansörün gelmesini beklerken, patronun odasından feci bir feryat yükselmiş:
- Aaahhh!..
Bunu duyan adam, pişman bir halde elini alnına vurarak demiş ki:
- Tüh be, cansız mankenin alt tarafının kalemtraş olduğunu söylemeyi unuttum!..
KAHVERENGİ PANTOLONUMU GETİRİN
Venedikli bir deniz komutanı, Akdenizde gemisiyle yol alıyormuş. Geminin gözcüsü bağırmış:
- Komutanım, ufukta 3 Osmanlı gemisi var!..
Komutan hemen yardımcısına seslenmiş:
- Bana kırmızı gömleğimi getirin!.. Savaşta üzerime kan bulaşırsa; belli olmasın.
Gözcü tekrar bağırmış:
- Komutanım, 3 gemi değil, 33 gemi geliyor!..
Komutan hiç bozuntuya vermeden yine yardımcısına seslenmiş:
- Kırmızı gömlek kalsın, bana kahverengi pantolonumu getirin!..
İNGİLİZLE TÜRKÇE ANLAŞMAK
Temel Çımacı olmuş, ilk kez yurt dışına gitmişti. Gemi Liverpool Limanı’na yanaşırken, Temel iskeledeki İngiliz’e bağırdı:
-Tut şu halatı! İngiliz anlamadı bir şey..
Temel yine bağırdı:
-Tut şu halatı! İngiliz’de gene hareket yok..
Temel ortaokuldaki ingilizcesi ile bağırdı:
-Do you speak English?
-Yes.. Yes.. dedi İngiliz.
Temel öfkeyle bağırdı:
-O zaman tut şu halatı..!
|