Bir varmış, bir yokmuş, eski zamanlarda bir padişah varış.
Bu padişah, hasta olmuş. Sırtında öyle bir yara çıkmış ki
hiçbir hekim onu iyileştirememiş. Hastalığı gün geçtikçe daha
da kötü olmuş. İyice zayıflamış. Bu padişah, hizmetçilerinden
biri ile hastalığını konuşurken:
- Benim derdime bir çare bulmanı istiyorum, diye emir
vermiş.
Hizmetçi:
- Ben öyle birini tanıyorum padişahım, demiş.
- Kimdir o?
- O, bilge birisidir padişahım. Onun duası, Allah
katında geri çevrilmez. Onu çağırtınız ve derdinizi söyleyiniz.
Padişah, hemen bu kişiyi çağırtmış, derdini anlatmış. Ondan, derdine şifa
vermesi için Allah’a dua etmesini istemiş. Bilge kişi, padişaha şöyle demiş:
- Ben, senin için dua edemem.
Padişah hayret içinde:
- Neden? Bana karşı bu cesareti nasıl gösterebiliyorsun? Demiş.
Bilge adam:
- Çünkü sen, halkına çok kötü davranıyorsun. Herkes senden şikayetçi
bu durumda ben sana dua edemem. Aklını başına al, kötülükten vazgeç.
İnsanların rahatladığını göreyim, ondan sonra senin için dua edebilirim. Padişah
öfkelenmiş ama söylenen sözlerin doğruluğu karşısında susmak zorunda kalmış.
İskender07
A-) Aşağıda verilen soruları metne göre cevaplayınız.
1-) Padişah nasıl bir hastalığa yakalanmış?
2-) Padişah derdine çare bulması için kime emir vermiş?
3-) Bilge kişinin özelliği nedir ve neden padişaha dua etmek istememiş?
4-) Bilge kişi padişaha ne zaman dua etmiş?
5-) Padişah iyileştikten sonra bilge kişiye ne vermek istemiş?
6-) Bilge kişinin padişaha öğüdü ne olmuş?
O günden sonra halka kötülük yapmaktan vazgeçmiş. Bunun üzerine bilge kişi padişaha dua
etmiş. Padişahın sağlığı kısa sürede düzelmiş. Buna çok sevinen padişah bilge adama bir torba dolusu
altın vermek istemiş. Fakat bilge adam bu altınları almayacağını söylemiş. Sonra da padişaha şu
öğütleri vermiş:
- Bundan sonra dikkatli ol. Bencil olma. Halkına adil davran. Kendini değil halkını düşün. Her
zaman yakalandığın dertten kurtulamayabilirsin… (Alıntı)
|