Mısır hükümeti Kızıldenizin altına tüp geçit yapmak için bir ihale açmış. İhaleye İngiliz, Amerikan ve Japon firmalarıyla birlikte Türkiye'den de Temel'in firması katılmış. Teknik bilgi isteyen Mısır hükümeti, firmaların temsilcilerini teker teker mülakata çağırmış. İçeri ilk giren İngiliz firmasının temsilcileri teknik bilgi vermişler:
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz.
Tüneller arasında en fazla 1 metre fark olur. 30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz.
İngilizler çıktıktan sonra, içeri giren Amerikan firmasının temsilcileri söz almış:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında en fazla 50 cm fark olur.
Amerikalılar dışarı çıkınca, içeri giren Japon firmasının temsilcileri bilgi vermişler:
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında en fazla 20 cm fark olur.
Son olarak da firmasını tek başına temsil eden Temel girmiş içeri. Mısır hükümet temsilcisi sormuş:
- Temel Bey, sizin firmanız bu konuda ne düşünüyor?
- Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, eğer buluşamassak; iki tane tüneliniz olur da!..
PÜF
Nasrettin Hoca'nın karısı doğum sancıları çekmeye başlamış. Hoca da ebeyi çağırmış. Ebe doğum için hazırlıklara başlamış ve hocadan rica etmiş:
- Hocam, lâmbayı tutar mısın?
Hoca lâmbayı tutmuş.
Hoca'nın nur topu gibi bir kızı olmuş. Ebe yine rica etmiş:
- Hocam, lâmbayı yine tutar mısın?
Hoca lâmbayı yine tutmuş. Bu sefer Hoca'nın nur topu gibi bir kızı daha olmuş. Ebe bir daha rica etmiş:
- Hocam, lâmbayı yine tutar mısın?
Hoca kızmış, püf diye lâmbayı söndürmüş. Ebe şaşkınlıkla sormuş:
- Hocam, ne yaptın sen?
- Ne yapayım yahu? Işığı gören dışarı çıkıyordu, ben de lâmbayı söndürdüm!..
EŞEKLER NEYİN NESİ?
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
Çevresindekilerce gizliden gizliye "Öküz" olarak adlandırılmış olan Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri icin getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek icin kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, ökuz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, Ökuz Mehmet Paşa,
-Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz?" diye sormuş.
-Hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler neyin nesi?' diye soruyor.
PUL KOLEKSİYONU
Temel, bir kadını çok seviyormuş, onu tavlamak için, en klâsik yolu denemiş:
- Haydi gel de, sana pul koleksiyonumu göstereyim.
Kadın, Temel'in niyetini anlamış, ama bozuntuya vermeden sormuş:
- Pul koleksiyonunu beğenmezsem ne olacak?
Temel cevap vermiş:
- Beğenmezsen giyinip gidersin!..
|