ads
DOLAR 38.87 ₺
EURO 43.53 ₺
STERLIN 51.82 ₺
G.ALTIN 4,053.11 ₺
Ç.ALTIN 6,621.92 ₺
BİLEZİK 3,693.70 ₺
BTC 103,007.14 $
ETH 2,570.30 $
BİST 9,541.30
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Siz, Allah’tan Hiç Korkmaz mısınız?

Yayınlama: 7 Nisan 2017 Cuma 11:31 Okunma: 3330

Mübarek İslam Dini, bu iktidarın sömürdüğü kadar hiçbir iktidar tarafından sömürülmemiştir. Konuyla ilgili, o kadar çok örnek var ki. Şimdi de referandum için Camileri kullanıyorlar.

   Değerli okuyucularım; Merhum Osman Bölükbaşı miting meydanlarında ve gittiği her yerde, “Ticaretin her türlüsünü araştırdım, ancak din ticareti kadar kazançlı olanını görmedim.” diyordu.

     Çünkü, partisinin faal olduğu Demokrat Parti döneminde de, iktidar partisi İslam Dini’ni sömürüyor, cahil vatandaşlar onların söylediklerine inanıp, söyleyenlerin de dindar olduklarını sanıyordu. Ve, oylarını hep bu ticareti yapanlara veriyordu.

      Sağ görüşten olduklarını söyleyen partiler ve özellikle Milli Nizam, Milli Selamet ve ondan sonra gelenler bu ticarete devam ettiler. İnanan halkımızın oylarını da, böylece kolayca aldılar.

       Ticaret devam etti. Ta ki AKP iktidarına kadar değil, esas din ticareti ve sömürüsü bu iktidar döneminde yapıldı ve yapılıyor.

       Uzunca bir dönem beraber olup, sonradan kanlı bıçaklı oldukları FETÖ’nün de besin kaynağı, kutsal İslam dini ve onun adına yapılan din ticaretiydi.

                                      HIRISTİYANLAR NE DİYOR?

       Allah’ın son dini olan İslam Dini, cihan şümul bir dindir. Yani, bütün dinlerin terkedilip, herkesin başvuracağı son dindir.

       Halen Fener Patriği olan Hıristiyan Ortodoks mezhebinin lideri Bartholomeos, bir zamanlar Kadıköy Metropoliti idi.

        Metropoliti  bir gün, Kadıköy Bahariye Caddesinde bulunan binasında ziyaret ettim. Dinleri konuşurken bana, İslam Dini’nin güzelliklerinden de bahsetti. Ben de cesaretlenip, onları İslam’a davet ettim.

       Bu talebim üzerine bana öyle cevaplar verdi ki, şaşırdım. “Bizim dinimiz, dünya işlerinde kullanılamaz ve sömürü aracı olamaz. İslam’da ise, öyle değil. Allah, bütün insanların birbirlerine dost ve kardeş gibi davranmalarını ister. İslam’da, bu dostluk ve kardeşlik görünmüyor.”

       Metropolit, çok doğru söylüyordu. Kutsal dinimizin siyasi ve dünyevi çıkarlar için nasıl sömürüldüğünden başka, Müslümanlar arasındaki çekişme ve çatışmayı, buradan anlatmaya gerek yok.

                                                DİN VE SİYASET İÇ İÇE

      Bunu yapan tabii ki, şimdiki iktidar ve yandaşları. Başta cumhurbaşkanı olmak üzere, iktidarın hemen bütün mensupları mübarek dinimizi istedikleri gibi kullanıyor, yetmiyormuş gibi kendilerinden olmayanlara adeta dinsiz gözüyle bakıyorlar. İki gün önce, yine bu sütunlarda yayınlanan Adana/Yumurtalık Müftülüğü’nün genelgesini okudunuz. Cami ve minarelerin referandum için nasıl kullanıldığını okudunuz.

      15 Temmuz darbe girişiminden sonra bütün minarelerden sala okunması, aylarca sürmedi mi?  Şimdi de, referandum’da kabul oylarının çoğalması için Camileri ve din adamlarını çekinmeden açık bir şekilde kullanıyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı da ortaya çıkıp, “Bu bir dünya işidir. Camilerimiz ve din görevlilerimiz, dinle ilgisi olmayan bu işlerde kullanılamaz.” Demiyor, diyemiyor. Hal böyle olunca, zarar gören tabii ki yüce dinimiz oluyor.

                         REFERNDUM ÖNCESİ, BAŞKA ŞEYLER DE OLUYOR

    Türklüğü bir türlü benimsemeyen Cumhurbaşkanı, miting alanında açıkça “Türk demiyorum, tek millet diyorum.” Diyor, ama o tek milletin adını söylemiyor.

   Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı, referandumda hayır oyu verecekleri de “Terörist” ve “Haiin” ilan edebiliyor.

    Barzani denen bölücü Türk düşmanı, paçavradan ibaret olan bayrağını İstanbul ve Ankara’ya çekerken, şimdi de Kerkük’e astığı ve Kerkük’e göz diktiği halde, Cumhurbaşkanı’ndan ya da hükümetten, cılız bir sesten başka hiçbir tepki görülmüyor.

      Ege Denizi’nde 18 adamız Türk topraklarından koparıldığı halde, ses çıkardılar mı sanki? Son sorum da şudur: “Siz, Allah’tan hiç korkmaz mısınız?”

     Öte yandan,  evlere şenlik ve çok başarısız bu Dışişleri Bakanı ile bakalım başımıza daha neler gelecek?

                                             REFERANDUM DA HİLE

     Değerli okuyucularım, Referandum, yurt dışındaki vatandaşlarımız için uygulamaya kondu. Daha ilk günde hilelerin başladığı ve her gün devam ettiği söyleniyor.

      Daha çok mükerrer (birden fazla sandıkta oy kullanma) şeklinde görülen hilelerin sayısının 57’ye çıktığı  söyleniyor.

      Hileler, iktidarın lehine yapıldığı için, görevli ve yetkililerin ses çıkarmadıkları da söyleniyor. Ancak, bu tutum çok yanlış.

                                   EN BÜYÜK KORKU, ALLAH KORKUSU!

     İnanan herkes, Allah korkusunun en büyük korku olduğunu, Allah’tan korkmayanlardan korkmak gerektiğini söylüyor.

     Konuştuğum bütün vatandaşlarımız, bugünkü iktidar mensuplarının ve yandaşlarının yüce İslam Dinini sömürdükleri ve Allah’ın yasaklarına uymadıkları için, büyük günah işlediklerini söylüyorlar.

      “Hangi günahları işledik?” derlerse, bu sütunlarda en az bir ay süreyle yazarım.