Onun, pek çok programına gittim. O, “Huysuz Virjin” adıyla program yapan Seyfi Dursunoğlu’ydu. Hep, zevkle ve gülerek izledim. Takılmalarından, herkes gibi ben de korkmuştum. Kuliste konuştuktan sonra, bana hiç takılmamıştı.
Değerli okurlarım; O, yaşayan son “Zenne” idi. Zenne, Farsça bir sözcüktür. Orta oyununda kadın giysilerini giyip, kadın rolünde sahneye çıkan erkek oyuncu demektir.
Seyfi Dursunoğlu da, Huysuz Virjin takme adıyla son oyunculardandı. O da aramızdan ayrıldığına göre, onun gibi sanat yapan ve rolünün hakkını veren kalmadı.
Geçtiğimiz günlerde 87 yaşında aramızdan ayrılan sanatçı, yalnız yaşayan bir kimseydi. Kardeşleri olmasına rağmen sanırım ki, rolünden hoşlanmaya kardeşleri onunla yakından ilgilenmemiş, o da birikimi onlara değil, bir Derneğe bırakmıştı.
Derneğin adı, kısaca ÇYDD olan Çağdaş Yaşamı Destekle Derneği’ydi. Hangi çağdaş yaşamı destekliyor ve hangi çağdaş yaşamı insanlara sağlıyor ya da öğretiyordu, onu bilen yoktu.
Araştırdım, yoksul kimi öğrencilere burs verdiğini söylediler. Bunun çağdaş yaşamla ne ilgisinin olduğunu bilen yoktu. Bu durumda böyle bir dernek değil de, bir “Eğitim Vakfı” olabilirlerdi. Mesela, Çağdaş Eğitim Vakfı gibi…
BİR ANI İLE HUYSUZ VİRJİN’İ ANALIM
İstanbul Milli Eğitim Müdürü iken, bir gazinoya onu ve öteki sanatçıları izlemeye gittim. Yanımdaki arkadaşlarla kendisinden söz edilince beni onun bulunduğu kulise götürdüler.
Yüz yüze geldik, konuştuk, tabii ki takılmadan edemiyordu. Onun huyunu bildiğim ve ön sıralarda olup benim de geldiğimi bildiği için, “Bana sakın takılma” dedim.
Sahne sırası ona geldiğinde, fıkırdayarak çıkıp ve bir ara gözünü bana çevirip, “Milli Eğitim Müdürümüz de burada” deyince, doğrusu korktum ve acaba şimdi ne diyecek dedim. Sadece başını eğip, “Hoş geldiler” deyince rahatladım.
Onun sözlerini ve hareketlerini yadırgayanlar da vardı. Yine de seyredip, bol bol gülüyorlardı.
İğneleyici sözleri, hiç kimseye batmıyordu. Belden aşağı vurmasını da, çok iyi biliyordu.
Önceleri bir kamu kurumunda memur olan bu kişi, hiç bir ders almadan bu sanatı seçmiş ve 40 yıldan fazla sahnelerde kalarak, usta bir oyuncu olarak hayata veda etmişti.
Uzunca bir ömür süren Huysuz Virjin’e Allah’tan rahmet diliyorum. Onunla birlikte, bu sanatın da yok olduğunu çok iyi anlıyoruz.