Adam sabah kalktığında o gün 75 yaşına bastığını farketmiş. Yatağında doğrulmuş ve derin derin iç geçirerek ayaklarına bakmış: - Ah benim sevgili ayaklarım, bu güne kadar beni nereye gitmem gerekse oraya götürdünüz, vücudumu taşıdınız ve bugün benimle birlikte 75 yaşına girdiniz. Nice senelere benim vefakar ayaklarım.
Biraz daha yukarıya süzmüş gözlerini: - Benim vefakar dizlerim. Bugüne kadar benim yükümü taşıyıp her türlü işimi yapmamda yardımcı oldunuz. Bugün 75 yaşına girdik, nice senelere.
Biraz daha yukarıya gitmiş gözleri ve adam iyice hüzünlenmiş: - Ah rahmetli ah!... Sen de bugün bizimle olsaydın birlikte 75 yaşına girecektik eski dostum!
HURİYE, NURİYE VE DÜRİYE
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaşlarında çok eski üç arkadaştır. Bir gün Huriye, Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz muhabbetten sonra Düriye "Ay kusura bakmayın unuttum birer kahve yapayım da içelim!" der. Huriye ve Nuriye birşey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Düriye "Size bir kahve bile yapmadım hemen yapayımda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkiler de yine ses itiraz yok. Akşama doğru Huriye ve Nuriye kalkarlar ve yolda bastonları ile tin tin yürürken aralarında şu konuşma geçer. Huriye:
- Kız Nuriye gördün mü Düriye'yi; ne kadar pinti olmuş bize bir kahve bile ikram etmedi!
Nuriye: - Düriye'yi ne zaman gördün?...
NANE ŞEKERİ
Çok yaşlı ve aynı zamanda meraklı bir kadın alışveriş için çarşıya çıkmış. Yolda yürürken gözüne kuyrukta bekleyen seksi giyimli bayanlar takılmış. O gün hayat kadınları için vesika uzatma günüymüş, sırası gelen vesikasını uzatıp mühürletiyormuş. Yaşlı kadın en sondakine sormuş:
- Evladım bu ne kuyruğu böyle? Seksi bayan alaylı bir şekilde yaşlı kadını süzerek:
- Teyze burada nane sekeri veriyorlar, demiş. Kadıncağız da uzun zaman olmuş nane sekeri yemeyeli… Hemen kuyruğa girmiş. Sonunda sıra ihtiyar kadına gelmiş. Mühür vuran adam karsısında yaşlı kadını görünce: - Sen de mi be teyze? demiş.
Yaşlı teyze: - A evladım dişlerim yok ama yalarım!... Kaynak: Sihirli hikayeler. com Kalın sağlıcakla.
ÖLÜR DE VERMEZ Akşehirliler baharın gelişini gölün kıyısında kutlarken, göle Hoca’nın komşusu düşmüş. Yüzme bilmeyen adam göle bir batıp bir çıkıyor, imdat diye bağırıyormuş. Herkes yardımına koşup:
– Ver elini, ver elini, diye el uzatıyormuş ama adam boğulacak, kimseye elini vermiyor. Hoca hemen gölün kıyısına gelip boğulan adama eğilerek:
– Be adam, demiş, boğulup gideceksin, al elimi!
Adam, Hoca’nın eline iki eliyle öyle bir yapışmış ki neredeyse Hoca’yı sağlığında rahmete kavuşturacakmış. Su tulumuna dönen adamı ters çevirip sırtına vururlarken, Hoca’ya:
– El uzatan ‘çok oldu ama, demişler, neden yalnızca senin elinden tuttu? – Siz onun ne kadar pinti olduğunu bilmezsiniz, demiş, Hoca. O sadece almasını bilir. Ben “Al elimi.” dedim de ondan tuttu; siz “Ver elini.” dediniz… Pinti bu ölür de vermez! Ölürken bile hesap yapar!
|