Genç Ak Partililer Karadeniz'de propoganda gezisindeymiş. Bir kahvede efendi efendi icraatlarını anlatırken, arkadan Temel dede çapkın çapkın sormuş: -Uy uşağum, sizin ha böyle karı-kız ayağınız var midur? Genç Ak Partili utanarak: -Estafirullah amca, zina günahtır, biz harama uçkur çözmeyiz. Demiş ve konuşmasına devam etmiş.
Temel dede bu kez halden anlar bir edayla: -Uy uşağum, siz rakı içey musunuz, esrar çekey misunuz? Genç Ak Partili hemen itiraz etmiş: -Hayır amca; sarhoşluk veren her şey hem günahtır, hem mekruhtur, biz asla içmeyiz...
Biraz daha zaman geçmiş, genç Ak Partili konuşurken Temel dede yine sormuş: -Uşağum, siz kumar oynay misunuz? Genç Ak Partili yine itiraz etmiş: -Asla amca, kumardan gelen para haramdır, biz asla oynamayız.
Bunun üzerine Temel dede dayanamayıp patlamış: -Ula pokyiyenin oğli! karı- kıza citmeysinuz, esrar-içki içmeysinuz, kumar da oynamaysınuz; ne masrafınız var ki bu kadar çalaysınuz?!
PEKİ BU KİMİN SAATİ?
Erbakan ölmüş ve nasıl olduysa cennete gitmiş... meleklerin karşısında cennetin kapsında dururken, arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş ve sormuş: -Bu saatler ne böyle? Melekler cevap vermiş: -Bunlar yalan saatleri. dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder. Erbakan: -Ooo, peki bu kimin saati? -Bu Atatürk'ün saati.. ibre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş. -İnanılmaz, demiş Erbakan, peki bu kimin saati? Melekler cevap vermiş: -Bu İsmet İnönü'nün saati. İbre iki kez hareket etti, yani inönü tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi... En sonunda Erbakan dayanamamış ve sormuş: -Peki Tayyip'in saati nerede??
Pamuk Prenses, Süpermen ve Pinokyo yürüyüşe çıkmışlar... Yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış. "Dünyanın En Güzel Kadını" yarışması...yazıyormuş üstünde.
- Bu yarışmaya katılıyorum, demiş Pamuk Prenses.. Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen Pamuk Prenses'e sormuş Süpermen ve Pinokyo. -Eeee, nasıl gitti? -Birinci oldum, demiş Pamuk Prenses.
Yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış. "Dünyanın En Güçlü Adamı" yarışması...yazıyormuş üstünde. -Bu yarışmaya katılıyorum, demiş Süpermen. Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen Süpermen'e sormuş Pinokyo ve Pamuk Prenses. -Eeee, nasıl gitti? -Şüpheniz mi vardı?, demiş Süpermen.
Yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış. "Dünyanın En Yalancı insanı" yarışması...yazıyormuş... -Bu yarışmaya katılıyorum, demiş Pinokyo. Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen Pinokyo'ya sormuş Süpermen ve Pamuk Prenses. -Ne oldu? Pinokyo sormuş bu defa "KiM lan BU SİYASETÇİ?" Kaynak: Sihirli hikayeler. com Kalın sağlıcakla.
Kuyruğu Kolay Yerde Hikâye bu ya, Nasreddin Hocamız eşeğini satmak için pazara götürürken, bakmış ki eşeğin kuyruğu pislik ve çamur içinde. Yıkasa su yok, su bulsa kuyruk temizlenecek gibi değil. Bu hâliyle eşeği nasıl satsın. En iyisi kuyruğun kirli yerini kesmek! Hoca da öyle yapmış. Kuyruğu kestiği gibi heybeye yerleştirmiş. Neyse, uzatmayalım; eşeğe bir alıcı çıkmış. Beğenmiş de Karakaçan’ı. Ancak kuyruksuz olduğunu görünce pazarlığı yarıda bırakmaya niyetlenmiş. Durumu fark eden Hoca: – Pazarlığı bozma demiş, eksiği kuyruk olsun, o kolay yerde! |