Adamın birine, büyük ikramiye çıkmış. İlk iş, kendisine bir Mercedes marka araba alıp, başlamış ara sokaklarda gezmeye. Bir gün canı sıkılmış ve “yahu şu otobana çıkayım da bir hız yapayım” demiş. Çıkmış otobana, son gaz ilerlemeye başlamış. Adam yolda ilerlerken, yanına bir motorsikletli yanaşmış. Eliyle, camı açmasını işaret etmiş.
Adam camı açınca, motorsikletli; “Abi Kawasaki biliyon mu Kawasaki?” demiş, gitmiş. Adam şaşırmış. Biraz sonra, motorsiklet sürücüsü yine gelmiş; “Abi Kawasaki biliyon mu Kawasaki?” demiş, yine gitmiş. Adam, duruma bir anlam verememiş. Az sonra, motorsiklet sürücüsü bir daha gelmiş ve; “Abi Kawasaki biliyon mu Kawasaki?” demiş, tekrar gitmiş. Duruma iyice sinirlenen adam, ileride bir kaza görmüş.
Yardımı olabileceği düşüncesiyle, aracını sağa çeken adam bir bakmış ki motorsiklet sürücüsü, sürüne sürüne geliyor. Yerde sürünen adam tekrar; “Abi Kawasaki biliyon mu Kawasaki?” demiş. İyiden iyiye sinirlenen adam en sonunda “biliyorum lan, ne var?” diye sorunca, motorsiklet sürücüsü; “Abi bunun freni nerede?”

KARNE

Adamın biri, oğluna karnesini sorar. Çocuk, üzgün bir şekilde getirip, karneyi babasına uzatır. Adam, karneyi incelemeye başlar. Türkçe, matematik, fen, müzik, tüm derslerin zayıf olduğunu görür ve kaşlarını çatar.
Sonra, bir de bakar ki; hâl ve hareket, arkadaşlarla uyum, kişisel temizlik pekiyi. Adamın birden göğsü kabarır ve eşine dönerek; “bak, gördün mü? Koskoca Hocanın öğrettikleri zayıf, bizim öğrettiklerimiz pekiyi.”

ÖZEL HAYAT

Delinin biri bir gün, kurbanlık koçun boynuna tasmayı takar ve başlar şehrin sokaklarında gezdirmeye. Yolda karşılaştığı bir adam; “ne yapıyorsun birader?” diye sorar. Deli, hiç istifini bozmadan; “köpek gezdiriyorum. Ne var?” diye cevap verir.
Adam şaşkınlıkla; “iyi de kardeşim, bu hayvanın boynuzları var. Görmüyor musun?” diye sorunca, deli cevap verir; “o, hayvanın özel hayatı. Beni ilgilendirmez !”

ANAHTAR DELİĞİ 

Yeni işe alınan acemi bir kâhya, malikânenin kurallarına bir türlü ayak uyduramaz. Daha önce hiç kâhyalık deneyimi olmayan ve nerede, nasıl duracağını bilemeyen, sürekli sakarlıklarıyla bezdiren adamın suyu iyiden iyiye ısınır. En sonunda bir gün, içeriyi toparlamak üzere, malikâne sahibinin yatak odasına dalar.
Odada, evin Hanımı ile karşılaşır. Sinirleri tepesine çıkan kadın, birden; “delirdin mi be adam? Niye kapıyı çalmadan içeri giriyorsun? Ya çıplak olsaydım?” diye çıkışınca, kâhya cevap verir; “meraklanmayın Hanımefendi. Sizi uygunsuz vaziyette yakalamamak için önce anahtar deliğinden bakarak, kontrol ediyorum.”

PARA

Temel bir gün, Dursun’ a dertli dertli; “vallahi bu Fadime’ den biktum. Her Allah’ ın guni benden para isteyi. Pazartesi 100 lira, Salı 200 lira, Çarşamba 300 lira, Perşemba 400 lira, isteyi de isteyi. Biktum ha buraya” diye hâlini anlatmış.
Bunun üzerine Dursun; “vay benum dertli kardeşum. E ne yapaymiş ki bu kadar parayi?” diye sorunca, Temel cevap vermiş; “nereden bileyum Dursun? Hiç vermedum ki.”