|
|||
DÜRÜSTLÜK | |||
Tekin Sönmez | |||
Köyün birinde bir yaşlı karı koca yaşarlarmış.bunlarında tek bir oğulları varmış. Oğullarına sevgiyi dürüstlüğü, doğruluğu ve dahası insanlığı çok iyi bir biçimde öğretmişler. Vegün gelmiş oğulları askere gidecek yaşa gelmiş. Oğullarını vatan borcu için askere göndermişler.ve köyde bir başlarına kala kalmışlar. Ne gelen nede gidenleri nede arayıp soranlrı yokmuş. Yaşlı kadın kocasına bey keşke bizede misafir gelse ne güzel olur der. Onu en iyi şekilde ağırlardık der. Fakat ne gelen nede arayıp soranlrı varmış. Ve birgün bir yolcu bunların köyden geçer. Tesadüf buya aç susuzdur. Atıda yorgun ve btaap tüşmüştür. Yaşlı karı koca bu yolcuyu evlerine davet edip biraz dinlenmesini isterler. Yolcuda bu teklifi geri çevirmeyip kendisininde buna ihtiyacı olduğun bir kaç gün dinlenip güç toplayacağını düşünür. Mümkünse beş gün kalacağını söyler. Bu duruma ikiside çok sevinir. Bizim için bir şereftir derler. Akşam olur yaşlı kadın misafire yatak açar. Kadın kendince misafirin bu yumuşak yatakta çok rahat edeceğini düşünür. Ve yolcu yatar. Sabah vakti horozlar öter gün ışımaya başlar . Yaşlı kadın erkenden kalkar misafire çok güzel bir kahvaltı hazırlar. Ve bundanda son derece mutluluk duymaktadır.Sofrada nerdeyse bir kuş sütü eksiktir. Misfir kalkar kahvaltıyı görür kendince böylr bir kahvaltıya hasret kalmış oldduğunu düşnür. GÜZELCE BİR KARNINI DOYURUR. Tıka basa yer vesofradan kalkar. Bir teşekür bile etmez. Yaşlı kadın bun pek dikkate almaz unutmuştur belki hoşgörür. Ve bir, iki, üç, dört beş gün derken kadın kocasına. Bey der bu adam çok nankör birymiş okadar hizmet etik birkere olsun teşekür etymedi. Ve adam beşinci günün sonunda artık benim gitme vaktim geldi der.sizden bana yolluk hazrlamanızı isteyebilirmiyim der. Yaşlı kadın tabiki der vehazırlar. Misafir giderken kadın dayanamayıp sorar neden bu yaptıklarımıza rağmen hiç teşekür etmedin der. Yolcuda şu cevabı verir. Kim ne yaparsa kendine der. Ve çeker gider. Fakat yaşlı kadın yolcunun çok nanker olduğun düşündüğü için azığına zehir katmıştır. Yolcu az gider uz gider ve karnı acıkır. Bir derenin kenarına oturur. Orada bitane genç oturmaktadır. Karnın açsa beraber yamek yemesini ister. Yolcu gence sen başla ben su alıp geleyim der. Ve dereye gider genç çoktan yemiş ve zehirlenmiştir. Zehirlenen gen yaşlı karı kocanın oğludur. Kim ne yaparsa kendine yapar.... PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış. "Hoca, bana düdük al!" demiş biri. "Bana da, bana da!" demiş bir diğeri. Diğerleri de sırayla: – Bir tane de bana!, demişler. Hoca, akşam pazardan dönünce çocuklar etrafını sarmış. Her biri düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran hoca, parayı veren çocuğa vermiş. Diğer çocuklar hep bir ağızdan bağırmış: Nasrettin Hoca gülerek, |
|||
Etiketler: DÜRÜSTLÜK, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.