Değerli okurlarım, bu yaşanmış gerçek bir hikaye.
Olay yaklaşık 110-115 sene kadar önce Erzincan’da gerçekleşiyor. Alevi bir vatandaş, bir Ermeni vatandaştan bir Öküz satın alıyor. Ama parasını peşin ödemeyip hasat sonu vereceğini söylüyor. Bir kaç ay sonra Öküz hastalanıyor ve ölüyor.
Köylü toplumunda Öküz bir evin direğidir. Bütün ağır işler Öküz’ün gücü ile yapılır. Tarla sürürülür, Kağnı arabasına koşulur ve yük taşır. Dolayısı ile de değeri yüksek bir hayvandır.
Hiç bir aile Öküzü olmadan tarım işi yapamaz. Öküz’e ayrı bir değer verilir. Sevilir, tımar edilir. Ayrıcalıklı beslenir.
Öküz’ün değeri, bir kaç inek değeri ndedir. Bir evde Öküz’ün ölmesi o evde yas hali gibi olur. Zira evin ekmek kapısı kapanmış gibidir.
Evi besleyen Öküz’ün kıymetinin iyi bilinmesi gerektiğini Pir Sultan Abdal bir nefesinde şöyle dile getirir.
Dağdan kütür kütür hezen indirir
İndirir de ateşlerde yandırır
Her evin devleğin öküz döndürür
İrençberler hoşça tutun öküzü
Öküzün damını alçacık yapın
Yaş koman altına kuruluk sepin
Koşumdan koşuma gözlerin öpün
İrençberler hoşça tutun öküzü.
Abdal Pir Sultan’ım kaynar coşunca
Tekne hamur kalmaz ekmek pişince
Adem at öküzün çifte koşunca
İrençberler hoşça tutun öküzü.
Öküz’ü ölünce Alevi vatandaş çok üzülür. Ermeni vatandaşın kendisine hasta Öküz sattığını ve hastalığı gizlediğine inanır. Ve Ermeni vatandaşa olan Öküz parası borcunu ödemez.
Ermeni vatandaş ise Öküz’ü sattığında hasta olmadığını, en azından hasta olduğuna dair hiç bir belirti görmediğini, dolayısı ile alacağının ödenmesini ister.
Alacağı ödenmeyince bu vatandaştan parayı nasıl alacağını kara kara düşünür. Sonra Aklına Alevi Cemleri gelir.
Alevilerin belirli zamanlarda Cem yaptıklarını, başka köylerden gelen Dedelerin köylerde olan Alevilerle ortak ibadet ettiğini ve Cem’de Dede‘nin herkese, ‘‘İçinizde küskün, dargın, alacaklı, verecekli, bir birinden RAZI olmayan var mı?‘‘ diye sorduğunu, küsülüleri barıştırdığını, alacaklıların borçlarının ödenmesini sağladığını hatırlar.
Ve Cem zamanını beklemeye başlar.
Şubat ayı Alevilerin Hızır orucunu tuttuğu, lokma pişirdiği, konu komşu ile paylaştığı, Cem yaparak barışıklıkların sağlandığı dönemdir. Ve Şubat ayında Dedeler sıra ile talipleri olan köyleri dolaşarak Taliplerini ziyaret ederler.
Köye Dede geldiğini ve akşam Cem yapılacağını öğrenen Ermeni vatandaş, Cem başlamadan hemen önce Cem’e gelir. Kapıcı görevlisi onu içeri almak istemez ama o ‚‘‘Birinden alacağım var, Dede’ye arz edeceğim‘‘ der. Kapıcı gider Dede’ye sorar.
‘‘Kapıda bir Ermeni var. Cem’e gelmek istiyor. Birinden alacağı varmış‘‘ diye aktarır.
Dede, ‚‘‘Mihman Ali’dir. Buyursun, gelsin‘‘ der.
Cem başlayınca Dede taliplerine dönerek sorar.
‘’İçinizde küskün, dargın, kırgın, alacaklı borçlu olan kimse var mı?’’
Ermeni vatandaş ayağa kalkarak:
‘’Var, benim şu komşudan alacağım var‘‘ der.
Dede her ikisini de DAR’a kaldırır.
Her ikisi de kendini savunurlar.
Dede tarafları dinledikren sonra taliplerine sorar.
‘‘Eklemek istediğiniz bir şey var mı?‘‘
Talipler; ‘‘Hayır‘‘ derler.
Dede şöyle der.
‘‘Biz 72 millete aynı nazarla bakan bir inançtanız. 4 Kitabı da Hakk biliriz. Cenabı Allah ''Karşıma Kul Hakkı ile gelmeyiniz’’ buyurmuştur. Bu Ermeni kardeşimiz de insan olarak bizden biridir’’
Sonra talibine dönerek şöyle der.
‘’Talibim sen haksızsın. Bu adam sana Öküz’ü satarken hasta olduğunu fark ettin mi? Öküz satıldıktan 2 ay sonra ölmüş. Dolayısı ile sana hasta bir Öküz satmış olmuyor. Bu adamın borcunu en kısa sürede ödeyeceksin. Ayrıca kusurunu gidermek için de bir koç kurban edip konu komşu ile paylaşacaksın. Bu adama da bir parça göndereceksin’’
Sonra taliplerine döner;
‘’Sizin söyleyecek, ekleyecek bir sözünüz var mı?’’
Taliplerin hepsi de söz birliği etmişcesine;
‘’Allah Eyvallah Dedem. Biz razıyız, Hakk razı olsun’’
Borçlu olan adam, Ermeni vatandaşa giderek ondan özür diler, borcunu öder ve tekrar barışırlar. Sonra gider bir kurban alır, tığlayıp konu komşu ile paylaşır.
Alevi inancı Adalet üzerine kuruludur. Adaleti olmayan hiç bir inanç söylemde ne olursa olsun, Adalete uymadığı zaman Hakk Muhammed Ali yolunu temsil edemez.
Hz. Ali’nin Adalet konusunda Mısır Valisi Malik Ejder’e gönderdiği mektuplarda Adaletle ilgili çok sayıda öğretici sözleri mevcuttur. –
Kaynak: Kazim Balaban / Viyana
|