Küçük bir sahil kasabasında tatil yapan bir adam, kumsalda yürüyüşe çıkmış. Kıyıda mutlu bir yüzle balık avlayan bir adam görmüş ve ona doğru yürümüş. Adamın kovasında birkaç tane balık varmış.
Gülümseyerek sormuş adama;
-Ne yapacaksın bu balıkları? Yemek için mi avlıyorsun, yoksa satmak için mi? demiş.
Adam da ona gülümsemiş ve demiş ki;
-Biz bu kasabada yaşıyoruz. Sık sık bu kıyıya gelip balık avlarım. Eve gitme zamanım yaklaşınca eşim masayı hazırlar, salatayı yapar ve çocuklarımla birlikte benim dönüşümü beklerler. Sonra da balıkları kızartır, neşe içinde yeriz.
Sonrasında aralarında şu konuşmalar geçmiş;
-Peki, daha çok balık tutsan, yiyeceğiniz balıkları ayırdıktan sonra fazlaları satsan nasıl olur?
-Neden fazla balık tutup da satayım ki? Karnımızı rahatça doyurabiliyoruz.
-Fazlalarını sattığında kazandığın parayla kendine küçük bir tekne alırsın, böylelikle denize açılıp daha
çok balık tutma şansın olur.
-İyi de o kadar çok balığı ne yapacağım?
-Çok balık tuttuğun zaman balık pazarında bir tezgâh edinip satma şansın olur. Hem o zaman daha da
büyük bir tekne alırsın, kasabanın en çok satan balıkçısı sen olursun.
-Daha büyük tekne, daha çok balık, en çok satan balıkçı...Bunların bana ne faydası olacak ki?
-Minik bir balıkçı filosu kurabilirsin böylece. Kasabayı bırak, şehirde de tanınmış olursun o zaman.
-Filom olduğu zaman ne olacak peki?
-Daha da geliştirdiğini düşün işlerini; şöyle uluslararası bir balıkçı filosunun sahibi olduğunu. Holding bile kurabilirsin o zaman.
-Holdingim olduğunda neler yapabilirim?
-Canının istediği yere gidebilir, istediğin her şeyi satın alabilirsin. Villada yaşarsın, lüks arabaların olur, hizmetçilerin, korumaların vs.
-Ya o hayattan sıkılırsam ne yapacağım?
-Minik bir sahil kasabasına gidersin ailenle; sizi tanımayanların olduğu bir kasabaya. Sık sık kıyıya gidersin balık avlamak için. Eşin ve çocukların masayı hazırlayıp senin eve dönüşünü beklerler. Sonra da balıkları kızartır, neşe içinde yersiniz...
|