Böyle giderse, hiç de adil olmayacak. Çünkü, iktidar bir taraftan devletin maddi ve manevi bütün gücünü kullanırken, öte yandan aksini düşünenlere görülmemiş bir baskı var. Adalet, bunun neresinde?
Değerli okuyucularım; Bu yazının kaleme alındığı sırada, referanduma tam 52 gün kalmıştı. Yani, 2 aydan az bir zaman.
Dünyada eşi ve benzeri fazlaca olmayan bir Anayasa, iktidarın isteğiyle halkın kabul etmesi için oylanacak. Etmemesi için değil. Çünkü, iktidar partisinin tek amacı var. Ne pahasına olursa olsun, yaptıkları yeni Anayasayı halka kabul ettirmek.
Yeni Anayasa iktidar tarafından hazırlandığına göre, kabul edilmesini istemesi onun hakkıdır. Ancak, halkı zorlayarak ve devletin bütün imkanlarını kendi istediği yönde kullanarak değil.
Gün geçmiyor ki, bir iktidar partisi yanlısı ortaya çıkıp, bir takım tehditler yapıp, bu referandum için halka gözdağı vermesin.
HEM DE, NE BİÇİM TEHDİTLER!
Atatürk’e ve Cumhuriyet dönemine hakaret gibi algılanacak tehditler savuran kimi iktidar yanlılarının, İnternet medyasını bu yönde kullanmalarının yanında, diğerleri fiziki saldırıda bulunmak ister gibi davranabiliyorlar. Tıpkı, İstanbul Küçükçekmece AKP İlçe Başkanı’nın, odasında uzun namlulu silah bulundurması ya da, “Yasa kabul edilmezse, iç savaş çıkacağını” ifade edenler gibi. Başka örnekler de var.
Değerli okuyucularım, bu yasa referandumda kabul edilse bile, böyle giderse oylama gölgelenecek ve çıkacak yasaya hep kuşku ile bakılacaktır. İktidarın, bu durumu çok iyi düşünmesi gerekiyor.
BAŞKA SÖYLEMLER DE VAR
Mesela, en ilginçlerinden biri, iktidarın PKK ile işbirliği yapacağını ve örgütün iktidarın isteği yönünde hareket edeceğini, alenen söylüyorlar.
İnsan inanmak istemiyor. Bu durum, o kadar ısrarla söyleniyor ki, ülkemizin geleceği hakkında insan büyük bir endişeye kapılıyor.
Anlatılanlara bakılırsa, oylamanın kabul yönünde çıkması ve Cumhurbaşkanı’nın bu geniş yetkilere sahip olması halinde Türkiye’nin eyaletle bölüneceği, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerini kapsayan kimi eyaletlere özerklik verileceği ve Türkiye’den koparılacağı söyleniyor.
Doğru çıkarsa, bu ülkeye bundan daha büyük kötülük yapılamaz. O nedenle, bütün bunların birer dedi-kodu’dan öteye gitmemesini diliyorum.
Vatandaşlarımızın ileride pişman olmaması, ah-vah etmemesi için her ihtimali göz önüne alıp, duyarlı hareket etmesi gerekiyor.
O nedenle, referandumun adil biçimde gerçekleşmesi, oy sandıklarında katakulli benzeri yanlışlıkların yapılmaması, sandık kurullarında görevli olanların çok dikkatli olması, oy sayımlarının ve tutanakların doğru düzgün tutulması ve ulaştırılması büyük önem kazanıyor.
Şimdilik, “Bizden söylemesi” diyebiliyorum.
Nerede Bu Devlet?
Değerli okuyucularım; Vatandaşların Kimlik Bilgileri’ni ele geçiren dolandırıcılar, başta Bankalarda olmak üzere çeşitli yerlerde halkı dolandırmaya devam ediyorlar.
Esasen bu dolandırmaları sadece Bankalarda değil, Telefon ve TV kanalıyla da yapabiliyorlar.
Kimi özel TV’lerde, yarışma adı altında telefonla yapılan konuşmalardan alınan haksız ücretler, pazarlanan sahte ve tehlikeli ürünler, TV dolandırıcılığının başında geliyor. Ahlak dışı yayınlar da, çabası.
Emniyet, telefonlara attığı mesajlarla halkımızı sık sık uyarsa da, kimi vatandaşlar dolandırılmaktan kurtulamıyor.
Bu ahlaksız insanlar, iki hususa güveniyor. Birincisi, işlenen suçların çoğu takipsiz kalıyor ya da faili bulunamıyor. Böylece, dosya kapanıyor. Halk, soyulduğuyla kalıyor.
İkincisi ise, yakalandıklarında bu ahlaksızlara Savcılıklar çok kere takipsizlik verirken, Mahkemeler ya ceza vermiyor ya da küçük bir ceza verip, serbest bırakıyor.
Demek isterim ki, bir haftada Anayasa yapan hükümet isterse, bunlar için çıkaracağı bir yasa ile, ibret-i alem için köklerini kazımalı, böylece ve bir daha da yenileri ortaya çıkamamalıdır.