Değerli okuyucularım, bu ibretlik öyküüü okuyunca, bizim ilçemizdeki bazı eşekler aklıma geldi. Başka bölgelerde eşek olurda bizim ilçemizde olmaz mı? Hem de daniskası olur, derler ya. İşte bizim ilçemizdeki bazı eşekler, başkaların yükünü taşımak için haylı yarışıyorlar. Hani derler ya, "Kerizler olmasa akıllılar geçinemez" Bu ibret verici bir öyküüü!!! lütfen okuyun ve bundan bir ders çıkarın, değerli okuyucularım. Bakın bu uyanıkların yükünü eşekçe taşıyan kimi insanların düştüğü durumdan ders çıkarırsınız.
Değerli okuyucularım, öykü şöyle: Zamanın birinde zayıf, çelimsiz bir bedbin eşek varmış, alemin yükünü çekmekten bitkindi gayrı… bazen odun, bazen su taşıyordu, lakin sıkıntıdan çatlıyor, her daim kahrediyordu kaderine… dudakları sarkmış, çenesi düşmüştü eşeğin, kıçına sinek konsa, yara zannediyordu, yani o derece… yükünü çıkarınca darası sıfıra tekabül edecekti bir gün sahabı iyilik etti ona ve serbest bırakıp saldı çayırlara… kocaman bayırlarda yürüyor eşeğimiz… ah bir de baktı ki eşek, semiz öküz dolu ortalık, göğüslerini gere gere dolanıyorlar üstelik… takıldı eşek, baktı durdu sığırlara mel mel… öküzlere hasta olan eşek, amanin dedi: ne yük, ne de yular dertleri var bu deyyusların… şaşırıp kendi halini düşündü eşek tabii, allahın öküzüne bak ulan, dedi içinden hem bende de aynı kol-bacaktan var ne yani, vay öküzoğlu öküzler diye sitem etti… hadiseye muhteşem bir eşek duhul oldu bu esnada… bizim eşeğin de aklına geldi bu bilge eşek, hemen davrandı, akıl almak için süründü bilgeye dedi ki: sen müthiş, fevkalade bir eşeksin, anlatmaya kelime bulamıyorum yani; n’olur derdime bir çare bul eşekzadem… anlattı uzun uzun öküzlerin gergin vücut ölçülerini; akabinde de: yok mudur bizim gökte zodyak’a bağlı burcumuz, olmadı yerde bir cilalı oynuzumuz, diye ağlandı bizimki… bilge eşek şöyle bir gerindi ve dedi ki: ey belasını bulmuş eşek o dandik öküzler, her gün arpayla, buğdayla oynaşıyorlar, bön bön trenin icat edilmesini bekliyorlar; başka bir olayları yok, a benim beyni düdük yiğenim, manyadın mı sen ayol… hem bizim odun işinde acayip para var angut eşek, hele sen bir gör, şu iki-üç yıl içinde patlayacak odun piyasası, ey deli eşek, hadi de get bozma kafamı, diyerek de bitirdi bilge eşek… e anladınız herhalde: eşeğimiz ziyadesiyle mahzun… bizim eşeğin aklı hala buğdayda, arpada, konuşup durdu kendi kendine bu arada gezerken serpilmiş güzel ekinleri gördü, gördükçe dellendi, hırsından atlayacak gibi oldu tabii ekinlere öyle bir daldı ki bizim haset eşek, hepsini anında hacamat ederek yedi,oh üstümüze afiyet… taşıdığı yükleri hatırlayarak ilendi geçmişine, bas bas bağırdı olduğu yerde en bet sesiyle… çığırırken eşek, mal sahabı da hadiseyi çakozladı elbet… elinde sopa yola çıktı sahip… tarumar olmuş tarlasını görür görmez çok pis bedbaht oldu tabii; ilençle veryansın etti: vay seni gidioğlu gidi, gayrısına nay nay nay müsibet hayveni… sahip, eşeğe önce ana-avrat dümdüz gitti, lakin kesmedi tabii bu kadarı sahibi, odununan da bir güzel benzetti bizim akılsız eşeği, eşek sudan gelinceye değin dövdü bir güzel… eh dövülen eşek olduğu içün de, eşek suya hiç gidemedi, e gidemeyince dönemedi de bittabii… ah ah yine hıncını alamadı elbet sahip, bıçağınan kesti eşeğin kuyruğunu, kulağını… e malumunuz, o anda bilge eşek damladı ortama, ve sordu: n’oldu sana beyle a benim eşek yiğenim bizim eşek zırladı vor vor; veeee: istedim hakkım olmayan bir muz, kulaktan oldum takacakken bir çift boynuz, diyerek anırdı uzun uzun… anırdı uzun uzun… anırdı uzuuuuun uzun…" Kaynak: Öyküler.com Kalın sağlıcakla.
SANA GÖRE HAVA HOŞ
Uyku tutmadığı bir gece, Hocayla karısı, camın önünde dışarıyı seyrederken, iki hırsızın kapı önünde dolandığını görmüşler. Hoca kulak kesilince duyduğundan dehşete kapılmış; tüyleri diken diken olmuş. Adamlar sesli sesli plan yapıyormuş: – Şimdi kapıyı çilingirle açarız, sen Hoca’yı hançerle öldürürsün, ben kansının ağzını bağlarım, oğlağı bir güzel afiyetle yeriz, yükte hafif pahada ağır ne varsa, kadınla birlikte götürürüz… Bu fısıldaşmayı duyan Hoca yüksek perdeden öksürünce hırsızlar kaçmış. Karısı: – Ne o Hoca, demiş, korkudan öksürük mü tuttu? – Sana göre hava hoş, demiş, Hoca, olan oğlakla bana olacaktı? |