Mühendisin biri ölmüş ve bir hata sonucu, cennete gitmesi gerekirken cehenneme atılmış. Cehennemdeki yaşam koşullarından hoşnut kalmayan mühendis, bir takım iyileştirmeler yapmaya başlamış. Kısa bir süre sonra cehennem, klimalı odaları, otomatik tuvaletleri, asansörleri, içecek otomatları ve diğer lüksleri ile, oldukça rahat bir yer haline gelmiş. Mühendis yaptığı işlerle cehennemde oldukça sevilen bir kişi olmuş. Neyse, gel zaman git zaman, cennet meleği şeytanı arayıp sormuş:
- Cehennemde hayat nasıl, Neler yapıyorsunuz?
Şeytan halinden son derece memnunmuş, gülerek cevap vermiş:
- Harikayız, bir mühendis düştü buraya ki; sorma gitsin, keyfimize diyecek yok, inanılmaz bir yer yaptı burasını. Bir görsen; tuvaletler otomatik, hatta artık kola makinemiz bile var.
Melek şaşkına dönmüş:
- Ne, mühendis mi dedin? O adamın burada olması gerekiyor, çabuk onu buraya gönder!..
- İmkanı yok, kadromda bir mühendis bulundurmaktan son derece memnunum ve onu burada tutacağım.
Cennet Meleği sinirle bağırmış:
- Onu çabuk buraya gönder, yoksa seni mahkemeye veririm!..
Şeytan kıkır kıkır gülerken sormuş:
- Evet, eminim yaparsın, peki avukatı nereden bulacaksın?
ALDIĞIMIZ FİYATA
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
27 sene süren kanlı savaşlarla alınan ve uğrunda 50.000’den fazla şehid verilen Girit Adasında, tam 200 sene sonra, Yunanlıların ve batılı devletlerin kış kırtmaları neticesinde isyanlar başladı. Hatta yerli Rumlar 2 Eylül 1866 günü adayı Yunanistan’a ilhak ettiklerini ilan ettiler. Bunun üzerine Osmanlı hükûmeti bu isyanı bastırmak için hemen adaya askeri birlikler gönderdi. Bu sırada Paris’te Milletlerarası fuar açılışı vardı ve bu münasebetle Fransa İmparatoru III. Napolyon, Sultan Abdülaziz’i de davet etmişti. Abdülaziz Han, bu daveti kabul etti ve Osmanlı tarihin de ilk defa yurt dışına resmi gezi yapmak üzere 21 haziran 1867 günü İstanbul’dan hareket ederek vapurla Fransa’nın Marsilya şehrine, oradan da trenle Paris’e gitti. Yanında Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa da bulunuyordu. III.
Napolyon, Abdülaziz Han’ı büyük bir merasimle karşıladı. Birkaç gün sonra padişahın şerefine bir ziyafet verdi. Bu ziyafet esnasında bir ara Fuad Paşa, III. Napolyon’a, Yunanlıların Girit’te alçakça hareketlerinden ve kanlı savaşlardan bahsedince III. Napolyon:
-Paşa Hazretleri, başınıza dert olan şu adaya müşteri bulup satsanız olmaz mı? diyerek nükte yapmaya kalkışınca,
Fuad Paşa:
-İmparator Hazretleri, bu güzel bir fikir, deyince III. Napolyon:
-Öyleyse kaça satarsınız? dedi.
Fuad Paşa, bu suale karşılık, İmparatorun suratına şamar gibi inen şu cevabı verdi:
-Aldığımız fiyata Ekselansları...III. Napolyon beklemediği bu cevap karşısında şaşkına dönerek susmayı tercih etti. Çünkü Girit’in 27 sene süren kanlı savaşlarla Osmanlı’nın kanı pahasına alındığını biliyordu.
|