|
|||
PARASIZLIK | |||
Tekin Sönmez | |||
İncili Çavuş, İstanbul'da bir ara peş parasız kaldı. Karşıya geçip bir arkadaşından borç para istemeye karar verdi. Ama geçmek için kayıkçıya verecek parası da yoktu. Evinden çıktı, düşünceli bir şekilde iskeleye vardı. Bir kayıkçı, bunu kayığına aldı. Nereye gideceğini sordu. İncili Çavuş sağır ve dilsiz numarası yaparak, eliyle karşıyı işaret etti. Kayıkçı, bunu alıp karşıya geçirdi. Buda başka bir yeri işaret etti. Oraya götürdü. Bir başka yeri gösterdi. Kayıkçımızın da sabrı tükenmişti. İnciliye verip veriştirmeye başladı. Ama onu da ineceği yere götürdü. İncili, kayıktan inerken. konuşmaya başladı : - Gel bakalım kayıkçı evladım. Sen buraya getiresiye kadar bana verip veriştirdin Şimdi Karakola gidelim de şu sövdüklerinin hesabını ver Ondan sonra da ben senin hesabını ödeyeyim. . . Kayıkçı baktı pabuç. pahalıya mal olacak, kıyığı da bıraktığı gibi kaçmaya başladı. İncili de böylece, parasızlığını belli etmeden, arkadaşına ulaşmış oldu. KAYNAK ALIYOR Bir gün Avşar Ahmet, emmilerden birini ziyarete gider. Akrabası olan şahıs Yıldırım Beyazıt Mahallesinde küçük bir dükkanda kaynakçılık yapmaktadır. Dükkanının arkasına kocaman kara bir it bağlamış. İtin boynunda kalın bir zinciri, arada bir kulübeden çıkıp dolaşıyor. Yürürken de önüne ne çıkarsa deviriyormuş. Avşar Ahmet sormuş:: ŞEHİT Bir mecliste herkes soyundan sopundan bahsederken Avşar Ahmet dayanamamış: -Bana bakın emmiler! Benim dedem Çanakkale’de öldü, onun gardaşı Arıburnu’nda ölmüş. Dedemin babası Cihan Harbinde Hicaz’da ölmüş. Bunlar uzaktakiler. Yakından haber ver derseniz, abiyim de Kurt Kulağı’nda Çerkez’den at çalarken şehit olmuş. UŞAKLIK Politik fıkra. Atatürk'ün yanına ziyarete gelen iran kralı sohbet esnasında sürekli Atatürk'e laf göndermesi yapmaya çalışır ve tam kahve içeceklerken asker kahveyi kazayla Atatürk'ün üzerine döker. İran kralı: |
|||
Etiketler: PARASIZLIK, , |
|