Adamın biri, doğum gününü kutluyormuş. Kutlamaya gelen arkadaşları, adama bir papağan hediye etmişler. Papağan çok küfürbazmış ve sürekli kaba konuşuyormuş. Papağanın kibar olmasını isteyen adam, neler yapmamış ki; onunla kibar kibar sohbet etmiş, pul koleksiyonunu göstermiş, klâsik müzik bile dinletmiş. Velhasıl papağanın huyunu değiştirmek isteyen adam, ne yaptıysa, başarılı olamamış.
Adam, bir akşamüstü eve gelen konuklarını ağırlıyormuş. Papağan da misafirlerin yanında abuk sabuk konuşup, adamı rezil etmiş. Adam öyle bir öfkelenmiş ki; papağanı tuttuğu gibi derin dondurucuya koymuş. Papağan birkaç dakika boyunca içerden bağırmış, çağırmış, küfretmiş, ama sonunda susmuş. Papağanın sesi kesilince, "Eyvah, öldürdüm galiba zavallı hayvanı?" diye düşünen adam, hemen derin dondurucunun kapağını açmış. O anda papağan adamın omuzuna zıplamış ve demiş ki:
- Kullandığım kötü kelimeler için, sizden çok özür dilerim efendim. Bundan sonra kendimi düzelteceğime söz veriyorum ve sizden tekrar özür diliyorum!..
Adam şok olmuş vaziyette şaşkın şaşkın bakarken, papağan sözüne devam etmiş:
- Size bir şey sorabilir miyim efendim, tavuk ne suç işlemişti?
BİRBİRİNE KARIŞTIRDIN
Bektaşi'nin bir uyuz eşeği ile besili bir ineği varmış. İnekten süt sağıp satan Bektaşi, kazandığı paranın yarısıyla uyuz eşeğine arpa alıyormuş. Eşeğin bir işe yaramadığını gören Bektaşi, bir gün dayanamayıp dua etmiş:
- Ey yüce Allahım, beni şu eşekten kurtar!..
Ertesi sabah ahırın kapısını açan Bektaşi, bakmış ki; ne görsün? İnek ölmüş, eşek kalmış. O hırsla sokağa fırlayan Bektaşi, milleti ahıra toplamış ve sormuş:
- Ey ahali!.. Şu yerde yatan nedir?
Kalabalık hep bir ağızdan cevap vermiş:
- İnektir!..
- Ya şu ayakta duran uyuz nedir?
- Eşektir!..
Bektaşi açmış ellerini, bakmış yukarıya; başlamış sitem etmeye:
- Ey yüce Allahım, sana kırk yılda bir ricada bulundum; eşekle, ineği birbirine karıştırdın!..
BİT
Bir gün ormanda yangın çıkmış. Bütün hayvanlar koştura koştura ormandan kaçmaya çalışıyorlarmış. O sırada ormanlar kralı aslan uykusundan uyanıp, olaya müdahele etmiş:
- Durun, nereye gidiyorsunuz, bu düzensizlik de ne?
Bütün hayvanlar aslana bir anlam verememişler, ama sonuçta kral o. Ne yapsınlar hepsi durup, aslanı dinlemeye koyulmuşlar. Aslan devam etmiş:
- Bu düzensizlik içinde ormandan çıkamazsınız. Herkes alfebetik sıraya girecek, düzen içinde çıkacağız.
Ormandaki herkes sıraya geçmiş. Sıra tamamlanmış ve aslan da en öne geçmiş. Tam ormandan çıkacakları zaman birden bir bit fırlamış, aslanın önünde durmuş. Herkes şaşkınlık içinde olup biteni anlamaya çalışırken, aslan kükremiş:
- Sen bir bitsin ve benim önüme nasıl geçersin? Hadi yerine geç!..
Bit kasıla kasıla yanıt vermiş:
- Evet, ben bir bitim, ama ne biti olduğumu bilmiyorsun her halde?
Zekicefıkralar.com
HAMAM BAHŞİŞİ
Hoca bir gün hamama gider. Hamamcılar onunla hiç ilgilenmez, eski bir peştamal, yırtık bir havlu verirler. Hoca sesini çıkarmaz. Hamamdan çıkarken uzatılan aynaya yüklüce bir bahşiş bırakır.
Bir hafta sonra aynı hamama geldiğinde, bu kez büyük ikramlar görür, fakat çıkarken aksine pek az bir bahşiş bırakır.
-"Efendi" der hamamcılar, "gösterdiğimiz o kadar ilgiye, saygıya karşı bu kadarcık mı bahşiş verilir?"
- "Bugün verdiğim, geçen haftanın bahşişiydi" der Hoca, "geçen hafta verdiğim de bugünkü hizmetinizin karşılığıydı. Böylece ödeştik !"
|