Moved Permanently

Aç tavuka buğday ambarını, tilkiye tavuk kümesini, insanoğluna para kasasını teslim edersen sonuna da katlanacaksın.
Tilkinin "iyiniyetini" gösteren güzel bir örneği de şudur: Tilkiye sormuşlar; "tavuk yer misin?" cevap vermiş; "ne dediniz de yapmadım?!"
ATASÖZLERİMİZ: Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.

Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür)
* Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır, olmayacak düşler kurar.
* Kim neyi, nasıl görmek isterse, kimin hayattan ne beklentisi varsa onu görür.
* Yoksul kimse hayal dünyasında yaşar, bolluğa ermiş gibi düşünür ve kurduğu hayal dünyasını şekillendirmekle meşgul olur.

Değerli okuyucularım, bugünkü köşemde, "Tilki Kümese Bekçi Olursa" hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
Bir zamanlar bir çiftçi bir bekçi arıyormuş,
 \"Ücretini veririm hem de pek bol.\" diyormuş.

Aramış durmuş, ama bulamamış bir bekçi,
 En son ormanda görmüş bir zayıf, sıska tilki.

 Demiş: \"Sen yapar mısın bekçilik kümesimde,
 Sana da bir tavuk var, istersen her kesimde.

 Tilki demiş: \"Fıtratım buna uygun değildir,
Şu an bile heyecandan titriyorum, tir tir.\"

 Çiftçi demiş: \"Yaparsın, biraz dayanırsan sen,
 Nefsine hâkim olur, başarırsın istersen.\"

 Tilki demiş: \"Pekâlâ beklerim kümesini,
 Başkası olsa gitmem, ama kıramam seni.\"

 Hemen işe girişmiş bizim şu kurnaz tilki,
 Beklerken bakıyormuş içeri sinsi sinsi.

 Tavuklar rahatsızmış onun bakışlarından,
 Demişler: \"Efendimiz bulmuş ne gelir elden!\".

 Birkaç gün dayanmış ya bizim tilki bu hâle,
 Ona sorun çileyi, ah ona sorun bir de…

Her gün ağzının suyu akıyormuş durmadan,
 Sanki bir çeşme suyu akar gibi kurnadan.

 Ara sıra kesimde ona bir pay düşse de,
 Yakıyormuş av hırsı onu içten yine de.

Şöyle birkaç tavuğu koşturup yakalasa,
 O zaman gidecekmiş kalbinden gam ve tasa.

 Bir gün bu vahşi hisler son noktaya ulaşmış,
Vücudunda kan değil, av alevi dolaşmış.

Artık yeter diyerek girmiş kümese hemen,
 Hiç tavuk kurtulmamış tilkinin pençesinden.

 Sesleri duyan çiftçi gelmiş bir de ne görsün,
 Manzara pek korkunçmuş, demiş: \"Tilki nankörsün!

 Her kesimde ben sana bir tane vermedim mi?
 Sana ilgi alâka her an göstermedim mi?

 Ne bu hâl, ne bu durum, hepsini ettin telef,
 Sana güvenmiştim ben, ama şimdi maalesef.

 Güvenim hiç kalmadı, tilki milki soyuna,
 Getirdin efendini, cidden çirkin oyuna.

 Tilki demiş: \"A dostum sendedir büsbütün suç,
 Beklemeliydin her an böyle kötü bir sonuç.

 Ben sana fıtrat dedim, sen asla dinlemedin,
 Sonra tir tir titredim, ama hiç tınlamadın.

 Sana ders olsun bu hâl, sakın bir daha yapma,
 Doğru olandan geçip yanlış olana sapma,

 Her şey aslına varır fıtrat hiç saptırılmaz,
 Bir tilkiye kümes bekçiliği yaptırılmaz!\"

Kümesin başına tilkiyi bekçi yapan zaten çiftçi kaybetmeye mahkumdur! Buyurun cenaze namazına?
Kaynak:  Mehmet Erdoğan  
Kalın sağlıcakla.