Moved Permanently

DOĞA YASALARI VE ATATÜRK-5

Değerli okurlar, Atatürk’ün sözleriyle yazı dizimiz sona eriyor. 
*”Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” 
*”Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet (olumlu) fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” (Bunu ilerici/sol aydınlar ve siyasi partiler ile Demokratik Kitle Örgütleri yapmalıdır; y.n.)
*”Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.” (Çünkü insanlığın yaşamını belirleyen bilim, özgürlük ortamında yeşerir; y.n.)
*”İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu ‘ben’ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”
Atatürk’ün bilime yönelik bu temel sözlerinden bazılarını ele alalım.
*“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.”
*”Eğer bir gün benim sözlerim ilimle ters düşerse, ilmi seçin.” 
*”Ben, manevi miras olarak hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır… Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”(1)
Bu sözleri söyleyebilmek, olağanüstü donanımlı olmayı gerektirir; genel bilgi olarak bilimin tüm alanlarına, dolayısıyla felsefisine ve hatta inanç alanına hâkim olmak gerekir. Bilime bu denli hâkim olduğu ve güvendiği içindir ki, Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet var olacağını” söylemiştir(2). O’nun yaptığı tüm yenilikler bilime uygun olduğundan, “Atatürk düşünce sistemi=bilimsellik” demektir; dolayısıyla yeryüzünde bilim var olduğu sürece, Atatürk de gönüllerde var olmaya devam edecektir. Bilimi yaşam biçimi yapmış bir bilim tutkunu olarak ben de, Atatürk’ün “manevi mirasçısı” olmaya devam edeceğim. 
Ayrıca ben, doğanın/evrenin işleyişini kavradıktan sonra, sosyalist düşünceden gelen biri olarak kendimi ne kapitalizmde, ne sosyalizmde ne de komünizmde buldum, Atatürk’te/Kemalizm’de buldum. Atatürk’ün yaşamın her alanındaki  “karma” anlayışı ve uygulaması (zıtları bir araya getirme), doğada/evrende var olan zıtların birlik oluşturmasına karşılıktır. Ve yine “ilericiliği”, “kamuculuğu/halkçılığı” ve “bizciliği” baskın/dominant yapması yani “merkez”e oturtması, iki enerji formunun etkileşimindeki durumla uygunluk gösterir. Dolayısıyla Kemalizm, doğa ile uygunluk gösteren en ideal yaşam manzumesidir, sistemidir. Bu bağlamda, “bilim” ve “NUTUK” kavranılmadan, Atatürk/Kemalizm anlaşılamaz.
Ve çağrım: Özelde Türk halkını, genelde tüm insanlığı Ortaçağ yaşam değerleriyle yaşamaktan çıkıp, Bilim Çağı yaşam değerleriyle yaşamaya ve bunun bir gereği olarak Türk halkını ve dünya insanlığını bilim toplumu olmaya çağırıyor ve davet ediyorum.  –BİTTİ-
(1) ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ Herkese Bilim ve Teknoloji dergisi, s.2)
(2) Bu bağlamda olmak üzere, 1946-50 arasında muhafazakâr kelebeğin kanat çırpmasıyla 2003’ten bu yana (2024) kasırgaya dönüşen rüzgâr, mutlaka yerini sakinliğe bırakacaktır.