Karapapağ’ın biri Sarıkamış ormanlarında ağaç keserken yakalanır orman memurlarına.
Bakım memurlarının ekip başı:
“Bak suçun ağır ama sana bir şans vereceğim, bir sorum var bilirsen, serbest kalacaksın, yoksa şu elimdeki kırılmaz sopa ile dayak yiyeceksin” der.
Soru kolaymış: “İslam’ın şartı kaçtır?”
Fakat Karapapak bir türlü tutturamaz; 20 der dayak yer, 30 der dayak artar, 50 der haşat olur.
“Aya yeter ölürem” der…
Kestiklerini müsadere ederler memurlar, bırakırlar Karapapağı. Eve gelir, eşi sorar:
“Ay kişi, bu nece haldı, ne olub sene?
“Sorma arvat bakım memurları yakaladılar bir soru sordular, bilemedim, zalım oğlu zalımlar bu hala goydular meni.”
“Ay kişi, ne sordular?
“İslam’ın şartı gaçdı”
“E beşdi deyeydin, demedin mi?”
Sinirlendi Karapapak:
“A başın ölsün, 50’ye razı olmadı beş desem cırımımı çıhararlardı menim”
O BİÇİM OKUL
O biçim okul
Tarih öğretmeni arka sırada dalga geçen öğrenciyi derse, kaldırmış:
– Söyle bakalım Kartaca Savaşını kim yaptı? Çocuk süklüm püklüm boynunu bükmüş:
– Valla billa ben yapmadım öğretmenim!
Öğretmen kızmış, bağırıp çağırmaya başlamış, derken zil çalmış, koridorda matematik öğretmenine rastlamış:
– Kardeşim, bu çocuklar beni çıldırtacaklar.”Kartaca Savaşını kim yaptı”diyorum,”Valla billa ben yapmadım”diye cevap veriyorlar.
Matematikçi meslektaşını teselli etmiş:
– Aldırma canım, kızma! Bu keratalar böyledir, hem yaparlar, hem de yapmadım, derler.
Tarihçi saçını başını yolarak müdürün odasına koşmuş:
– Müdür bey, müdür bey, bu ne biçim okul! Öğrencisine “Kartaca Savaşı’nı kim yaptı”diyorum, “ben yapmadım” diyor. Öğretmenine olayı anlatıyorum,”sinirlenme, bu çocuklar böyledir, hem yaparlar hem de yapmadım derler” diyor. Çıldıracağım…
Müdür, tarihçiyi yatıştırmaya çalışırken:
– Canım kızma bu kadar, bakanlığa bir yazı yazar sorarız.
ÖNCE KAÇANLARI YİYELİM
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında :
-Şunlara son bir test yapalım da gorelim akılları başlarına gelmiş mi, demişler. Bunun uzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve :
-Buyrun beyler, yiyiniz, demişler. Delirlerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş. -Önce kaçanları yiyelim, öburleri nasıl olsa duruyor!
|