Moved Permanently

Küçük bir nakliye uçağı Afrikanın balta girmemiş ormanlarının üzerinden uçarken düşmüş. Ormanda yaşayan bir zenci kabile, yaralı pilotu bulup iyileştirmiş. Pilot da bu kabileyle birlikte yaşamaya başlamış. Gel zaman, git zaman derken yıllar geçmiş ve kabilede çocuklar beyaz ve sarışın doğmaya başlamış. Kabile şefi bakmış ki; bu iş böyle olmayacak, pilotu karşısına alıp konuşmaya karar vermiş ve pilotu çağırıp sormuş: 

- Nedir bu yahu, sen geldikten sonra çocuklarımız niye beyaz doğmaya başladı? 
Pilot da kendini savunmuş: 
- Sayın şefim, siz burada ormanların içindesiniz bilmezsiniz, doğal seleksiyon denen birşey var yani, canlılar zaman geçtikçe özelliklerini değiştirir. Mesela şu atı ele alalım; bakın at çok güzel beyaz bir at, ama yavrusu siyah olmuş? 

Şef bir ata bakmış, bir yavrusuna bakmış, bir de pilota bakmış ve şöyle demiş: 
- Tamam sen onu unut, ben de bunları unutacağım. 

PENGUEN 

Temel ile Dursun, yaz tatillerinde Antartikaya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından, uzun buz ovalarını kendileri gezmişler ve gezerken de hovardalık yapmayı ihmal etmemişler. Ertesi sabah bir rehberle anlaşan Temel ile Dursun, kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezmeye başlamışlar. Antartikada merak ettiklerini rehbere soran Temel ile Dursun, bu kıta hakkında bilgi sahibi oluyorlarmış. Temel, bir ara utana sıkıla rehbere sormuş: 

- Pardon, burada hiç beyaz kadın var mı? 
Rehber de kendinden emin bir tavırla cevap vermiş: 
- Ellbette var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır. 
- Peki, siyah kadın var mı? 
- Eh, bu civarda bir kaç tane var . 
- Peki, siyah beyaz kadın var mı? 
Rehber son derece şaşkın bir şekilde cevap vermiş: 
- Hayır, ben böyle kadına hiçbir yerde rastlamadım. 
 Bu cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel, Dursun’a dönerek demiş ki: 
- Ula Dursun, yoksa dün akşam seviştiğimiz kadınlar penguen miydi? 

DERTSİZ DUA SOĞUKTUR  

Birisi her gece kalkıp Allah'ı anıyor, O'na dua ediyordu.  Şeytan ona dedi: 
- Ey devamlı Allah'ı anan kişi! Bütün gece Allah deyip çağırmana, yakarman  karşılık seni buyur eden 

var mı ki? Sana bir tek cevap bile gelmedi, daha ne  zamana kadar böyle yakarıp dua edeceksin? 
Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu ve hüzün içinde uyudu. Rüyasında ona söyle dendi: 
- Kendine gel uyan! Niye duayı, zikri bıraktın? Neden usandın? 
Adam: - Buyur diye bir cevap gelmiyor ki... Artık kapıdan kovulmaktan korkuyorum,
dedi.  Bunun üzerine dendi ki ona: 
- Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir. Senin yalvarışın, Allah'ın senin ruhuna haber uçurmasındandır. Senin çabaların, çareler  araman, Allah'ın seni kendine yaklaştırması, ayaklarındaki bağları çözmesindendir. Senin korkun, sevgin, ümidin, Allah'ın lütuf kemendidir. Senin her Yarabbi demenin altında, Allah'in buyur demesi vardır.. Gafilin, cahilin gönlü bu duadan uzaktır. Çünkü Yarabbi demeye izin yok ona. Ağzında da kilit var onun, dilinde de... Zarara uğradığı zaman, ağlayıp sızlamasın diye Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermedi.

Artık anla ki, Allah'a  dua etmeni, O'nu çağırmanı sağlayan dert, Dünya saltanatından daha iyidir. 

Dertsiz dua soğuktur. Dertliyken yapılan dua ise gönülden kopar... (Mesnevi' den)