|
|||
GÖREN KİMSE OLMADI | |||
Tekin Sönmez | |||
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur. - Ön vitesle geri vitesi karıştırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördüğünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar. - "Ne halin varsa gör, o kadar enayi degilim!" KIYMETLİ TUZ Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal , pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngırı mıngır sallar iken; ülkenin birinde bir padişah ile bunun üç küçük kızı yaşarmış. Bir gün bu padişah kızlarını başına toplayıp: - Dünyalar kadar... Ortanca kızı: - Tuz kadar severim, demiş. - İnsan tuz kadar sevilir mi hiç, demiş. - Sen de babasın, bana kıyma n'olur! Cellat, kızın yalvarlamalarına dayanamamış, onun yerine bir hayvan kesmiş. Kesilen hayvanın kanınıda kızın gömleğine bulayıp padişaha getirmiş. Küçük kız yollara düşmüş. Az gitmiş, uz gitmiş, bir köye ulaşmış. Orada köyün zenginlerinden birine kul köle olmuş. Büyümüş, çok güzel olmuş. Güzelliği ilden ile, dilden dile yayılmış; kısmet bu ya bir başka padişahın oğluyla evlenmiş. Aradan bir hayli zaman geçmiş, başından geçenleri kocasına anlatmış ve: Padişah ve beraberindekiler sofraya oturduğunda yemeklerin tuzsuz olmasını tembihmiş. Padişah hangi yemeğe saldırdıysa eli geri gitmiş, yemeklerin hiç birini yiyememiş. O sırada küçük kızı padişahın sofrasından ayağa fırlamış: - Padişahım, duyduğuma göre siz küçük kızınızı, sizi tuz kadar sevdiğini söylediği için öldürtmüşsünüz, demiş. Padişahın söz söylemesine fırsat vermeden: Padişah, yaptığından utanarak küçük kızının boynuna sarılmış, çünkü tuzun ne kadar kıymetli olduğunu anlamış. |
|||
Etiketler: GÖREN, KİMSE, OLMADI, , |
|