DOLAR 35.86 ₺
EURO 37.25 ₺
STERLIN 44.53 ₺
G.ALTIN 3,225.97 ₺
Ç.ALTIN 5,270.17 ₺
BİLEZİK 2,939.69 ₺
BTC 101,792.75 $
ETH 3,312.19 $
BİST 10,004.38

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Allah’ın Kulları Partisi mi, Cenab-ı Hakkın Partisi mi?

Yayınlama: 11 Mart 2019 Pazartesi 17:13 Okunma: 2976

   “Din elden gidiyor!” diye diye, kutsal dinimizi tanınamaz hale getirdiler. Şimdi de, o dinin koyucusu Yüce Yaradan’ı, siyasi çıkarları için kullanıyorlar.  Allah inancı ve korkusu bile, onları bu hatalarından döndürmüyor.

    Değerli okurlarım;  Kutsal dinimizin bir ticaret meta-ı, daha doğrusu siyasi bir ticaret aracı olarak kullanıldığını, daha 1950’li yıllarda görmüş, öğrenmiştik.

      Çok partili düzene geçilen o dönemde, merhum Adnan Menderes bu kutsal inancımızın eni iyi siyasi bir araç olacağını düşünerek, halka din satmaya ve halkın Allah’a olan inançlarını sömürmeye başlamış ve de bundan siyasi çıkar sağlayıp,  çok iyi netice almıştı.

      Dönemin öteki siyasetçilerinden Millet Partisi’nin lideri Osman Bölükbaşı, bunun üzerine çok önemli bir tespit yapmış ve “Dünyada en iyi ticaretin ‘din ticareti’ olduğunu gördüm, bunun en iyi örneğini de Türkiye’de yaşamaktayız.” Demişti.

     Osman Bölükbaşı’nın ne kadar haklı olduğunu, geçen zaman içinde görmüştük. Darbeyle görevden uzaklaştırılan Adnan Menderes, siyasi hayatı boyunca bu ticaretten hiç ayrılmamış ve kendisine hep müşteri bulmuştu.

                                           YENİ BİR DİN PARTİSİ

      1960 darbesinden sonra kurulan siyasi partiler, önce ”Sağcı-Solcu” diye ikiye ayrıldılar. Ancak, Necmettin Erbakan’ın kurduğu Milli Selamet Partisi, sağcı söyleminden başka tam bir din ticaretinin içine girmiş, din alıp-satmaya başlamıştı.

      Bugünkü siyasi iktidarın mayası olan bu parti, salt bu sebeple yargı tarafından kapatılmışsa da, ayni amaçla yenileri kurularak bugünlere gelinmişti.

     Günümüzün siyasi iktidarı olan Adalet ve kalkınma Partisi’nin aynı yolu izlediğini, bu sebeple bir zamanlar kapatılmasının istendiğini, ancak kapatılmayıp önemli bir para cezası ile kurtulduğunu biliyoruz.

    Böyle bir suçlamaya rağmen, parti bu huyundan hiç vazgeçmedi. Halkımızın tamamına yakını bu yüce dini benimsemiş ve ibadetinde hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen, bu konuda bir darlık, bir sıkıntı yaşandığını söyleyen iktidar partisi, halkın bu duygularını sürekli gıdıklamış ve sürekli  oy toplamıştır. Salt bu sebeple, 17 yıldan beri kesintisiz ve tek başına iktidar olabilmiştir.

                                   DİN TİCARETİ DEVAM EDİYOR

      Bu 17 sene içinde, bunun örnekleri saymakla bitmez. Bendeniz, inanan ve dini yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışan inançlı bir Müslüman olarak, bu durumdan büyük ölçüde rahatsızlık duymaktayım.

    Daha da önemlisi, dinimizin bu şekilde sömürülmesinin bu dine büyük zarar verdiğini, Allah’ı gücendirdiğini, yeni neslin bu din sömürüsü karşısında yüce dinimizden kopma noktasına geldiklerini, adlarına “Deist” denilen bir kesimin Allah’ı tanıdığını ancak, onun dinini, peygamberini ve koyduğu kuralları tanımadığını ve de  dinden uzaklaştıklarını öğreniyoruz. Bu sapmanın, % 35 oranında olduğu da söyleniyor. Bu, çok kötü bir durumdur. Bu, bu mübarek dine, çok büyük bir darbedir. Bu Allaha karşı işlenen ne büyük suç ve günahtır.

                                      CAMİLER, PARTİ KARARGAHI

       Halkın, ibadet için koşup toplandığı Camilerin bile, siyasi bir toplanma yeri yapıldığını bu dönemde gördük. Din adamlarının, bu parti için cemaatin karşısına geçip, dualar ettiğini bu  iktidar döneminde  gördük.

   Daha iki gün önce gelen bir haber, beni iyice şokladı. “Bu kadar da olmamalı” dedirtti. İstanbul Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Eyüp Sultan Camiine gidiyor. Caminin İmamı, cemaatin önünde ellerini açıp, Yıldırıım’ın kazanması için Allah’a dua ediyor ve halka “amin” dedirtiyor.

      Başka bir İmam Camideki duasında, AKP’ye oy vermeyenleri “Kafirler ve yoldan çıkmışlar” olarak niteleyip, seçmenin AKP’ye oy vermesi için dua ediyor, diğer partiler için, ”Allah’ım, onlara Muhtarlık bile nasip eyleme” diyor.

     Değerli okurlarım, başka bir İmam çıkıp da, bir muhalefet partisinin lehine böyle bir dua yapmış olsa, birçok Savcı  hemen harekete geçer ve bu İmam çoktan hapsi boylardı. Bu İmamlar ise, terfi bekliyor.

              Allah’ın Kulları Partisi mi?

             Cenab-ı Hakkın Partisi mi?

       Şimdi, vatandaşın şöyle bir önerisi var. AKP, kendisini Allah’ın Kulları Partisi olarak gösterip, oyları topladığına göre, CHP’de Cenab-ı Hakkın Partisi olduğunu söyleyip, oylarını  pekala  artırabilir.

     Çünkü, bu memlekette  din ticaretinde sınır yok!

 

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4