Değerli okuyucularım, ilçemizde “Entellerle” ilgili bir anket düzenleyelim ve halka soralım: Saray’da tek başına kalsan, “Entellerle” mi yaşamayı tercih edersin, yoksa “Dinci” grubu ile mi?
Türkiye genelinde olduğu gibi ilçemizde de yaşayan “Başıbozuk enteller ile dinci grubu” hayatın her alanında varlığını sürdürürken, özellikle solun siyasi kanadı olan “Entel takımı” sola büyük zarar veriyor. “Dinci” grubu ise, onlarda “Enteller” gibi dine zarar vermekte. Yani solcu görünen “Enteller” sola ciddi manada zarar vermekte. Oysa, “Entel takımın” yaşam tarzı, sola çok zıt.
İşte ilçemiz’de sorun bu! Değerli okuyucularım.
Entellerin karşısına dinciyi koyarsın, laik olmanın karşısına ise, sosyal demokratları… Laik olanlar ise, her zaman olduğu gibi, ne “Entellerle ne de dinci gruplarıyla” bir araya gelme imkanı asla olmaz.
Bir ülke için en ciddi tehlike nedir diye sorarsanız: ben, şöyle yanıtlarım size:
* Satılmış siyasetçiler
* Cehalet grubu
* Kendini bilmeyen, zavallı ve ruhsuz enteller grubu.
İnsanoğlu zaman zaman yanılabilir. İnsanlar hakkında bazen önyargılarla karar verir ve sonra da olayların gerçekliğini fark ettiğinde, kişinin önyargısı çürümüş oluverir. Oysa kişiyi tanımadan, kişi hakkında yeterli bilgi sahibi olmada, görüş belirterek, kişiyi yargılamak doğru değil. Bir başka ifade ile cehalet.
“Cahillik” halk arasında tanımlaması, genellikle okuma yazma bilmeyen, eğitimini almış, ancak iyi bir eğitimi olmayan ve insanlıktan nasibini alamayan insanlara yapılan bir yakıştırmadır.
“Cahil” bir toplumun varoluşu, insanlar için bilinen büyük bir yanılgı.
“Cahil” insan, zenginliğin yaşandığı bir ortamda sadece artıklarla talim ettirilmekte olan, “bilgi”den payına düşeni alamayan, üzerinde “din ve öbür dünya” kavramları ile bir baskı sistemi kurulmuş, doğasından koparılmış insanlardır.
Türkiye’de olduğu gibi dünya koşullarına baktığımızda, sömürülmekte olan ülkelerde yaşayan insanların çoğu ise “Cahil”… Yani, dinle gözleri korkutulmuş, her türlü doğal ihtiyaçları “Ayıptır, günahtır” olarak algı oluşturulmuş ve adaletsiz bir yaşam, Türkiye’de çürütülmüş bir eğitim sistemi vasıtasıyla dünya üstünde var olan “bilgi”den ve insanlığın ortak kültüründen hiçbir şekilde yararlandırılmayan bir nesil yetiştirilmekte.
Gelişmemiş ülkelerde yaşanan cehaletin bir değişik versiyonu ülkemizde de yaşanmakta. Geri kalmış dünya ülkelerinde insanların böylesine “Cahil” kalması, sömürgeci ülkeler için bir rant kapısı.
Dünyanın dev sömürgeci ülkeleri, gelişmemiş ülkelerin insanlarını “Cahil” bırakarak, onları kendileri için bir üs olarak kullanmayı amaçlamaktalar. O ülkenin siyasetini de istedikleri gibi şekillendiriyorlar. Yani dev sömürgeci ülkeler, sömürmek istedikleri ülkenin kaderini belirlemekteler.
Gelişmiş ülkeler buna da bir çözüm üretmiş ve her zaman az gelişmiş ülkeleri kendi kontrolünde tutarak, “Entel” kitleyi kendi elleriyle biçimlendirmeye gitmiştir.
İşte ilçemizde de buna benzer saçma sapan etkinlikler adı altında yapılan bir takım maceracılıkla birlikte, etkinliklerle hiç alakası olmayan sadece kendi “Egolarını” tatmin etmek, macera peşinde koşmak, akıllarınca bir etkinlikmiş gibi düzenleyip, göstermekteler. Oysa yapılan bu tür etkinlikler topluma hiçbir faydası olmadığı gibi, insanlara da hiçbir faydası olmadığı açıkça ortada.
Özellikle kimi maceracı grupların kurumlardan beslenerek, olur olmaz masraflar çıkarıp kişisel eğlencelerini kuruma mal etmek ne kadar doğru anlamış değilim. İlçemizdeki bir grup entellerin işgali altında bulunan Saray Belediyesi’nin farkında olması gerekir ki, bu “Entel” takımının, ilçeye faydalı olacak bir yanı yoktur. Hele ki, “Doğa” ile ilgili en ufak bir faydası olmadığı gibi, sadece kuruma/Saray’a sıkıntı yaratmaktan öte değildir.
Kalın sağlıcakla. |