Ünlü bir işadamımız, patronu olduğu şirketin genel müdürünü yanına almış ve fabrikalarını dolaşmaya çıkmış. Patronun çok titiz olduğunu bilen genel müdür, fabrikaların müssese müdürlerini cep telefonuyla tek tek arayıp uyarmış:
- Patron fabrikanızı teftiş edecek!.. Çalışanlarınızın haberi olsun. Bizim patron çok titiz bir insandır. Hadi çocuklar göreyim sizi!.. Aman bir aksilik olmasın!..
Bursadaki bir fabrika patronun geleceğini tüm çalışanlarına duyurmuş. Biraz sonra genel müdür ile gelen patron, müssese müdürünü de yanına alarak fabrika içinde geziye çıkmış. Onu gören tüm elemanlar patronun gözüne girmek için harıl harıl çalışıyorlarmış. Herkesin canla başla çalıştığını gören patron, hayatından çok memnunmuş. Üretim bölümünü gezen patron, fabrikanın ham madde hazırlama bölümüne yönelmiş. Yanındaki müdürlerle gezisine devam eden patron, bir sandalyeye oturup bacak bacak üstüne atıp çay içen bir adam görünce çok şaşırmış. Hemen adamın yanına giden patron sormuş:
- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Adam istifini bozmadan cevap vermiş:
- Bilmiyorum.
Tam bu sırada fabrika müdürü söz istemiş, ama çok sinirlenen patron, onu susturarak adama yine sormuş:
- Sen ne kadar maaş alıyorsun?
- İki bin lira alıyorum.
Patron hemen cebinden dört bin lira çıkararak adama uzatmış:
- Al şu dört bin lirayı, defol buradan!..
- Teşekkür ederim efendim!..
Adam parayı alıp ortadan kaybolmuş. Patron daha da sinirlenmiş:
- Utanmaz herife bak yahu!.. Kovduğum halde bir de bana teşekkür ediyor!..
Patron tarafından susturulan fabrika müdürü dayanamayıp feryat etmiş:
- Aman efendim, siz ne yaptınız?
Patron, fabrika müdürüne dönüp bilgiç bir eda ile seslenmiş:
- Ne yaptım ki? Sadece işe yaramayan bir elemanı kovdum!..
Müdür ağlamaklı bir şekilde sitem etmiş:
- Ama efendim, o kovduğunuz adam bizim çalışanımız değildi ki, bizim fabrikaya ham madde gönderen firmanın kamyon sürücüsüydü!..
- Neee?
AKLIMA GİRSİN DİYE
Temel, yarın ki sınav için kopya hazırlıyordu. Babası sordu:
“Bu nasil yazi ula böyle, karinca cibi?”
Ne yapsın Temel, kopya hazırlıyorum diyemez ki. Önce heyecanlandı korktu. Sonra:
“Büyük yazarsam aklimda kalmiyii, küçük yazayrum ki, aklıma cirsun da”
İKİNİZİN ARASINDA GİDİYOR
Nasreddin Hoca bir Kadı ile Bir tüccara yoldaş olmuş. Ortada Hoca, sağında Kadı efendi, solunda Tüccar efendi, hem konuşuyorlar hem de yürüyorlarmış. Hoca efendi yeri geldikçe yol arkadaşlarının yaşamları ve ibadetlerindeki gevşeklikleri konusunda söz dokundururmuş.
Makamına güvenip , kendini çok büyük bir adam sanan Kadı efendi , Hoca'ya:
- "Sana da lâf yetişmez ki" demiş, "İstersen öyle kurnaz kesilirsin ki , en yaman muzırları bile geride bırakırsın. İstersen yaban öküzünden daha şaşkın görünürsün."
- "Yok canım, abartıyorsun, bak ben haddimi nasıl biliyor, muzırla yaban öküzünün arasında gidiyorum." demiş.
|