vakti zamanında bi çoban varmış…genç, güzel sesli, yumuşak huylu, dürüst ve iyi biriymiş. bu çobanın bir de sevgilisi varmış, komşu köyde. sevgilisi çobanı görebilmek için onların köye pazara, çoban da sevgilisini görebilmek için komşu köye hayvanları otlatmaya gidermiş. uzun bi aradan sonra çoban komşu köye otlatma bahane sevgili şahane diye gitmiiiiişş…çobanın köye yaklaştığını gören sevgilisi koşarak otlağa gitmiş. birisi görür diye sarılıp öpüşememişler bile…vah vah…derken yetti gari deyip kuytu biyer bulmuşlar. tam sarılmışlar, bi de ne görsünler! sürünün en büyük ÖKÜZü peşlerinde…çoban how! demiş ÖKÜZ aldırmamış…görmezlikten gelelim demişler olmamış, ÖKÜZ her seferinde diplerinde otlamış…ne yapalım ne yapalım derken çoban demiş ki ‘ama sevgilim o çok iyi bi ÖKÜZ’, kız da demiş ki ‘peki, iyi…’…sonra demişler ki buna da şükür. aradan bikaç gün geçmeden çoban işinden olmuş…niye? niye? ! diye sorarken aklına sevgilisi gelmiş, onların köye bi bahane uydurup gitmiş. ne görsün! sevgilisi elinde bıçak, tutmuş sürünün en büyük ÖKÜZünü yatırmış kesiyor! ! ! yettim sevgili ÖKÜZüm seni kurtaracam bu kalleş kadını elindeğn! ! demiş ama iş işten geçmiş…iş büyüyüp gazetelere manşet olmuş: ‘how dedik anlamadı bıçağı dürttüm…pişman deilim, yine olsa yine yaparım! ‘ demiş çobanın sevgilisi…eski çoban en sevdiği ÖKÜZüne mi yansın, sevgilisinin hapse düşmesine mi karar verememiş…bu masal da burada bitmiş.
ÖKÜZ EFSANESİ
Zamanında Anamur da öküzlerin yüzerek Kıbrıs’ gidip geldiği anlatılır. Efsaneye göre: Çiftçilerden birinin öküzü Kıbrıs’ta bir darı tarlasına dadanır. Öküz kaşla göz arasında aniden denize atlar Kıbrıs’ta tarlaya gider talan eder. Yüzüp tekrar geri döner. Bir gün Kıbrıslı çiftçi yazdığı bir pusulayı öküzün boynuzuna takar, sahibini uyarır. Anamurlu çiftçi her tedbiri alır ama baş edemez. Kıbrıslı çiftçi son bir çare olarak o yıl hiç ürün alamayacağın anlatabilmek için iki boş şişeyi öküzün boynuzlarına bağlar. Öküzler dönerken şişelerden gelen suyu burunları tıkanmasın diye içerler. Su yedikleri darıları şişirir, çatlayarak ölmelerine neden olur. Şişmiş gövdeleri bir süre sonra Anamur önlerine gelir. Bir daha öküzlerin Kıbrıs’a geçtiğini kimseler görmez.
BİR VARMIŞ, VARMIŞ BİR YOKMUŞ...
Zamanın birinde, aşırı zeki (!) öküzler yaşarmış.. Bu zeki (!) öküzler, zekalarını ispatlamak için sürekli çobanlarının ardınca oyun yaparlarmış.. Kendilerince, çobanlarını tuzağa düşürüp, egemenliği ele alacaklarmış…
Yine günlerden bir gün öküz sürüsündeki en öküz, çobanına en olmadık şeyi yapmış.. Tıpkı zamansız öten horoz gibi… Haber yayılınca, öküz sürüsü arasında bir deprem olmuş adeta.. Diğer öküzler arkadaşlarının yaptıklarını anlayamamışlar.. Hatta aralarında bazı akıllı öküzler, en öküzün bu davranışını yadırgamış bile..
Çok vakit geçmeden sürü aralarındaki safkan öküzün başına geleni görmüş. Çoban, öküzün üstünden öyle bir geçmiş ki, diğer öküzler ancak jilet ve spatula ile onları yerlerinden sökebilmişler.. Bu hikaye de burda bitmiş.. Kaynak: Masallar.com Kalın salıcakla. |