ads
DOLAR 38.84 ₺
EURO 43.69 ₺
STERLIN 51.87 ₺
G.ALTIN 4,053.27 ₺
Ç.ALTIN 6,726.62 ₺
BİLEZİK 3,752.10 ₺
BTC 106,181.51 $
ETH 2,539.77 $
BİST 9,543.21
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Elbette “Hayır!”

Yayınlama: 28 Mart 2017 Salı 10:47 Okunma: 3254

     İktidar, devletin  maddi-manevi bütün imkanlarını kullanarak “Evet” propagandası yapıyor.  Yani, devletin bütün gücünü (ve silahını) kullanıyor. İyi bilsinler ki, o silah geri tepmeye başladı bile.

   Değerli okuyucularım, 16 Nisan Pazar günü yapılacak olan Anayasa değiişikliği halkoylaması için, mümkün mertebe taraf olmak istemedim. Gördüm ki, propaganda çalışmaları hak-hukuk (hakkaniyet) ölçüleri içinde yürütülmüyor.

   İktidar partisi devletin maddi ve manevi bütün imkanlarını (araçlarını, paralarını, mekanlarını)  halka “Evet” dedirtmek için kullanırken,  “Hayır” denmesi için propaganda yapmak isteyenlere, göz açtırmıyor.

     Hayır cephesinin zaten ne maddi, ne de manevi bir imkanı yok. Evet için Camiler, Okullar devlet binaları ve meydanları kullanılırken, Hayır denmesi için hiçbir yerde tanıtım yapmak mümkün değil.

      İki gün önce “Hayır” amaçlı bildiri dağıtmak isteyenleri Polis zor kullanarak dağıtmak istedi. “Hayır bildirisi dağıtamazsınız” derken, aynı Polis, “Evet bildirisi dağıtabilirsiniz” diyordu. Bu kadarı da, olamazdı. Olayı duyunca, kulaklarıma inanamadım.

      Tarafsız olması ve tarafsız kalması gereken ve bunun için namusu üzerine yemin etmiş olan Cumhurbaşkanı özel uçağına atladığı gibi İl İl dolaşıp, devletin imkanlarıyla hazırlanan miting meydanlarına koşuyor ve yine devletin himayesi altında, propagandasını kolayca yapabiliyordu.

      Ana Muhalefet Partisi’nin lideri ise, gayet kıt imkanlarla ve büyük bir denetim altında miting yapabiliyor ve bu dayatmayı halka anlatmaya çalışıyordu.

      Öteki muhaliflere de ya salon verilmiyor, ya da iktidar yandaşları tarafından engelleniyorlardı.

                                  YANDAŞ TV’LER ÇIĞIRTKANLIĞI

      Başta devletin televizyonu TRT olmak üzere, TV kanallarının tamamına yakını iktidarı destekliyor, ne var ki yayına çıkanların hiç biri halkı inandırıcı bir söz ve bir gerekçe ortaya süremiyorlardı. Çünkü, yeni Anayasa taslağının savunulacak tek bir maddesi yoktu.

      Olmadığı gibi, ülkenin ve halkın başına yeni dertler, yeni gaileler getiriyordu. Dayatılan 18 maddeden ikisi vardı ki, kabul gördüğü takdirde referandumdan hemen sonra yürürlüğe sokulacaktı.

      Birincisi Cumhurbaşkanı’nın partili yani taraflı olması (tarafsızlığını kaybetmesi), ikincisi Yargının bağımsızlığının ortadan kalkmasıydı.

     İkisi de, bu ülke ve halkı için büyük felaket getiriyordu. Çünkü, Cumhurbaşkanı badema bu değişikliğe Evet diyenleri temsil edecek, hayır diyenlerin sadece kağıt üzerinde Cumhurbaşkanı olacaktı. Hayırcıların inandığı ve güvendiği bir Cumhurbaşkanı, ne yazık ki olmayacaktı.

     Öte yandan, yargının bağımsızlığı da ortadan kaldırılacaktı. Çünkü, mahkemeleri kuran ve bütün yargı mensuplarını atayan ve de nakleden Hakimler Kurulu’nun üyeleri, bundan sonra Cumhurbaşkanı ve onun teşkil ettiği Meclis tarafından seçilecek ve atanacaktı. Yani, bundan sonra Hakim ve Savcılar da taraflı olacaktı.

         Nerede kaldı, bağımsız yargı, nerede kaldı, bağımsız ve tarafsız Hakim ve Savcılar? Halk olarak, bundan sonra yargının tarafsız karar vereceğine nasıl inanabiliriz? Bundan sonra, hakim ve Savcılara nasıl güvenebiliriz?

      Demek isterim ki, referandumda bütün bunları ve geleceğinizi düşünerek, daha doğrusu çocuklarınızı ve torunlarınız düşünerek oy vermemiz gerekiyor.

      Yapacağımız bir hatanın, “Pardon” u olmayacaktır.

      Değerli okuyucularım; Oylanacak bu 18 maddeyi defalarca okudum. Evet diyebilmek için, içinde tek bir madde, tek bir cümle bulamadım.

      17 Nisan Pazartesi günü dizimizi dövmemek için, Elbette HAYIR!