Kiliseye günah çıkarmaya giden Yaşlı İtalyan, kasabanın papazına itiraflarını sıralamaya başlamış: 

- Muhterem peder, İkinci Dünya savaşının ilk günlerinde, bir güzel kadın kapımı çalıp, kendisini 

Almanlardan saklamamı istedi. Onu bodruma sakladım, asla bulamadılar. 
- Bu harika bir şey. 
- Devamı var muhterem peder. Ben zayıf karakterli bir adamım. Birgün ondan, kendisini saklamamın 

bedelini seksüel arzularımı gidererek ödemesini istedim. 
 Papaz bir süre düşündükten sonra demiş ki: 
- Hımmm, savaş yılları; zor günler... O koşullarda böyle bir zaaf affedilebilir. Çok büyük bir riski göze 

almışsınız. Kaldı ki, kız Almanların eline düşse; başına çok daha kötü şeyler gelirdi. Allah anlayışlı, hoş 

görülü ve affedicidir. Yaptığınız iyilik ve kötülükleri tartar, sizi şefkatle yargılar. 
- Teşekkür ederim muhterem peder. Şimdi içim rahatlamışken, bir soru daha sorabilir miyim? 
- Elbette sorabilirsin oğlum. 
- Muhterem peder, şimdi o kadına savaşın bittiğini söylemem gerekiyor mu? 

GERÇEK İNEK 

Temel ile Dursun Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama, ceplerinde paraları yokmuş. İneklerin 

uçakla Almanya'ya bedava gittiğini öğrenen Temel ile Dursun, bir inek kostümü bulup içine girmişler. 

Temel öne, Dursun da arkaya geçmiş ve iki kafadar inek taklidi yapa yapa gümrüğe gelmişler. Uyanık 

gümrük memuru, inek kostümünü görünce önüne bir tomar saman getirerek şöyle demiş: 
- Eğer sen gerçek ineksen, bu samanı yersin!.. 
Ön taraftaki Temel samanı mecburen yemek için uğraşmış ama, nerdeyse kusacakmış. Gümrük 

memuru uzaklaşır uzaklaşmaz, önündeki samanı sağa sola dağıtarak yemiş gibi yapmış. Gümrük 

memuru biraz sonra bir kova su getirerek şöyle demiş: 
- Eğer sen gerçek ineksen, bu suyu içersin!.. 
Ön taraftaki Temel, suyu mecburen içebildiği kadar içmiş, gümrük memuru uzaklaşınca kovayı yere 

dökerek boşaltmış. Gümrük memuru, bu sefer bir tutam taze ot getirmiş. İçtiği su yüzünden iyice 

şişen ve bir lokma bir şey yiyemez hale gelen Temel, önündeki taze otu yiyormuş gibi yapmış. Gümrük 

memuru uzaklaşınca da önündeki bir tutam otu cebine sokup saklayan Temel, kara kara düşünüp 

kendini sorgulamaya başlamış: 
- Ula bu salak Dursun'un aklına uyup, inek kılığına girdik. İyi mi yaptık, kötü mü yaptık? Bilmiyorum 

ama, dur bakalım başımıza daha neler gelecek? 
Biraz sonra Temel başlamış gülmeye, hem de katıla katıla gülüyormuş. Merak eden Dursun sormuş: 
- Ula Temel neden gülüyorsun? 
Temel, arkada olan Dursun'a kahkahalar atarak cevap vermiş: 
- Ula Dursun, şimdi ayvayı yedik!.. 
Dursun'un merakı daha da artmış: 
- Ne oldu da? 
Temel, kahkahalar atmaya devam ederek Dursun'un sorusunu yanıtlamış: 
- Ula Dursun, görmüyor musun? Gümrük memuru, bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için, 

bir tane boğa getiriyor da!.. 
Zekicefıkralar.com